ister dış dünyanın öğrenilmesi ihtiyacından, isterse iş siyasî durum hakkında tartışmaların yasaklanmış olmasından dolayı olsun gazeteler, milletlerarası olaylara hayli önem vermişler, birçok tercümeler yapmışlar, bir hayli yabancı yayını Türkçeye adapte etmişlerdi. Basın, Osmanlılarla dış dünya arasında uzun süreden beri devam eden engelleri
Hazret-i Osman'ın kanı Mushaf üzerine dökülmekle fitne kapısı açılmış değil, ondan sonra kapanmayacak surette kırılmıştır. Ondan sonra İslâm milletinde fitneler eksik olmadı. O kan dinmedi. Mushaf-ı Osman üzerine dökülen kan lekesi silinmedi.
Hz. peygamberimizin Hz.Ali'ye bunca sevgiyi bir gönüle nasıl sığdırıyorsun? ve verdiği yanıt " Cenab-ı hakk'ı sevmek akıldandır. hz.Muhammed (as)'ı sevmek imandandır. fâtımayı sevmek şehevî arzu ve nefsanî istektendir. Hasan ve Hüseyin'i sevmek ise tabiattandir"