160 syf.
10/10 puan verdi
Hiç unutmam bundan yirmi bir yirmi iki sene önce liseye gidiyorum. Okulda bi kıza aşığım ama hatun öyle güzel öyle güzel ki size anlatamam. Lakin muhitin yabancısıyız, bir nevi mikro gurbetçiyim yani. Biraz da içine kapanık, sessiz bi çocuğum gidip kıza açılamıyorum. Kız da her teneffüs bana bakıyor, göz süzüyor, belli hoşlanmış gönlü var ama bir
"Aşkın tehlikelerini bilerek kendini
ebediyen bu duyguya kapatan ben değil miydim Karasevda, gözleri
bağlı olarak bir uçurumun kıyısında yürümek değil miydi? Birine sevdalanmak, donmuş bir gölde, nerede ve ne zaman kırılacağını
bilmene imkân olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor
muydu?"
Geliyordu elbette. Kitabı biraz önce bitirdim. Okuduğum en iyi kitaplardandı diyebilirim. En başından değerlendirecek olursam, kitabın dili çok akıcı. Okuyucuyu asla sıkmıyor. Zaman zaman yavaş ilerlediğini düşünüyorsunuz fakat yine de bırakamıyorsunuz çünkü konuşmalar ve olay örgüsü çok güzel ilerliyor. Livaneli kitabı üç kısımda anlatmış. İlk kısım dediğim gibi çok akıcı bir şekilde ilerleyen bir cinayeti konu alıyor.
Orta kısımda da kitabın adından da anlaşılacağı üzere kardeşinin hikayesini anlatmaya başlıyor. Aşk, kara sevda, unutmak, okumak, zenginlik hakkında öyle çarpıcı eleştirilerde bulunmuş ki gerçekten altı çizilmeyen yer yok gibi kitapta.
Son kısımda ise birçok ters köşe vardı. Okurken heyecandan aynı sayfayı tekrar tekrar okuyarak diğer sayfaya geçtim. O kadar güzel kii.
Genel olarak değerlendirecek olursam, okuduğum diğer birçok sevdiğim kitapla kıyaslanamaz hale geldi benim için. O kadar iyiydi. Kitap hakkında yazacak anlatacak o kadar çok şey var ama şu an ne yazdığımı biliyorum ne de ne hissettiğimi. Sanki birisi beni bir boşluğa bırakmış gibi bir his bu. Uzun zamandır böyle kitaplar okumamıştım buna ihtiyacım varmış. Kısacası kesinlikle tavsiye ederim. Lütfen bu kitabı okuyun. Keyifli okumalar..
Güney Kore de 1980 yılında gerçekleşen askeri darbeye karşı halkın direnişi ; tutuklanan, işkence gören ve öldürülenlerin ailelerinin tanıklığında anlatılıyor. Siyasi ve tarihi olayların hikayeleştirilerek anlatılmasından hoşlanan herkesin kitabı beğeneceğini düşünüyorum. Ben kitabı çok beğendim yazar karakterlerin her birinin olay öncesi ve sonrası yaşamlarını karakterleri farklı zaman ve mekanda birbirine değdirerek çok güzel anlatmış. Ayrıca kitap işkence, kötü muamele, insanlık suçlarına maruz kalan ve muameleyi yapan silahlı güçlerin psikolojik tahlilerine yer vererek ,neden niçin sorularını sürekli sorgulatıyor. Direnişe katılan isimlerin sonrasında yaşadıklarını unutmak adına girdikleri sıradan hayatlarında asla mutlu olamadıklarını, normalleşemediklerini hep o zamanda takılıp kaldıklarını yıllar geçmesine rağmen hep o günü yaşadıklarını insanın aslında hiçbir şeyi unutmadığını unutmuş taklidi yaptığını kitap karakterlerin olaydan yıllar sonrasını anlatanak gösteriyor. Yazardan okuduğum ilk kitaptı dilini anlatımını çok beğendim, diğer kitaplarınıda mutlaka okumayı düşünüyorum.
İvan İlyiç'in Ölümü yaşam örtüsünü usulca üzerimizden çeken bir başyapıt. Duygusal olarak yoğun olduğunuz bir dönemde okursanız benim gibi kitaptan hatsafhada etkileneceğinizden şüphem yok. İvan İlyiç ömrünün genç vakitlerinde bir avukatken kendine uygun bir eşle de hayatını tamamladığını düşünen karakterimiz evlilikte aradığı güzelliği çabuk
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin...
Hayat kaybettiğimiz yerden başlar... Evet evet doğru okudunuz hayat kaybettiğimiz yerden yeniden başlar. Kazanmak için kaybetmek, başarılı olmak için başarısız olmak gerekir. Önce kaybedeceğiz, başarısız olacağız ki kazanmanın da başarmanın da ne olduğunu anlayalım ve kıymetini bilelim.Unutma; kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde
"Ben seni unutmak için sevmedim
Gülmen ayrılık demekmiş bilmedim
Bekledim sabah akşam yollarını
Ölmek istedim bir türlü ölmedim"
Dilime dolanan , aklıma Zeki Müren' in sesiyle kazınan bu şarkı ile okuduğum bir kitabın daha sonuna geldim. Kitapta aşka bolca serzeniş vardı. Aslında bu serzeniş aşktan çok gerçekten aşkı bilmeyen kişilereydi. Yanıp tutuştuğunu bilmesine rağmen o yangını yok sayanlaraydı. Anlayacağınız kitabımız duygu yüklüydü. Mesela hüzün vardı. Yüreğimize bir yılan gibi gizlice yuvalanmıştı.
Aslına bakarsanız aşk temalı kitapları çok okumuyorum. Ruhum aşka taparken böyle kitaplardan uzak kalıyor olmam tartışılır ama bu kitabı başarılı bulduğum gerçeği asla tartışılmaz. Anlatım dili gayet keskin bir şekilde kullanılıp duygular ile harmanlanmıştı. Çeşitli açılardan ele alınıp okuyucuya sunulması kesinlikle artı yönüydü.
Duyguların dilini anlamanız için kesinlikle okumanızı öneririm.
