Ruhum öylesine eskimiş kırık yerinden Artık ne dikiş tutar nede yamanır Zaman yolculuğunda harap olmuş ömür Geriye kalan da sanmam ki güldürür İş işten çoktan geçmiş Koca ömür dediğin üç beş gün imiş Göz açıp kapanıncaya kadar gelip geçermiş. Dokuz tahta altına girince anladım Ne ahlar nede eyvahlar fayda etmez Hayat böyle acıdır ağa paşa farketmez Asıl gerçek böyledir asla değişmez Toprağa karışınca anladım Dünya handır sen bir garip yolcu Yaşadığın kadar incitme kurdu kuşu Kırma gönlü savur etrafa mutluluk aşı Dikenlidir bu yollar unutma ey gönül
1 Temmuz 1928 Imgard'ın Addi'ye Mektubu
Gururlu ol! Çünkü sen gerçek bir Alman kızısın! Ülkeni ve bizleri asla unutma ! Burada Ren Nehrini kıyısında geçirdiğimiz o mutlu günleri her zaman hatırla!
Reklam
"Sevgili kızım geçmişin asla sana yük olmamalı. Yaşananlar için kimseyi suçlama. Herkes yaşaması gerektiği kadarını yaşadı ve sınavını bir şekilde atlattı. Kimi hayatta kaldı, kimi başarısız oldu,kimi ise uçmağa vardı. Ama unutma ki yaşanan her olayın yaşanmak üzere seçenekleri ve bu seçeneklerin sonuçları var. Sen ailenin seçtiği yolun sonundaki ödülsün. "
Sayfa 312 - Kutlu YayıneviKitabı okuyacak
"Nazlı, neden yaptın böyle bir şey? " "Çünkü o bizden degil." "Bizden değil;ama tıpkı senin gibi canlı.Onun da cani var. Seni tekmeleseler nasıl acı duyarsan o da aynısını,sen onu tekmelediginde hissetti. Bu doğru bir hareket degil." "Ama babam öyle dedi.'Bunlar sokakta yaşıyor. Pus bunlar. Sana zarar verebilir. Gördüğün zaman sana yakınsa tekmele,öldür. ' dedi." "Baban yanlış söylemiş sana Nazlıcığım. Hem de çok yanlış söylemiş. Sen ince şunu sakın unutma,canlı ilana asla zarar vermemelisin. Bu kedi sana ne yaptı? " "Hiç birşey..." "O zaman neden ona vurasın,tekmeleyesin ki? Bir şey yapsa bile öncelikle sen de ona zarar vermeyi düşünme.Her ikinizin de zarar görmeyeceği yolu seç. Çünkü o da senin gibi savunmasız. Ayrıca onun dili de yok ,derdini anlatmak için." "Ama babam da annemi öyle seviyor. Hatta ağabeyimi de..."
İsrail Gazze’de soykırım yaparken, sahip olduğu tüm değerleri ayaklarının altında çiğneyen, İslam ve Müslüman düşmanlığı söz konusu olduğunda hiçbir değerini hatırlamayan, maskesinin altındaki barbarlığı açık eden Batılıyı da unutma. Yine unutma: Hangi maskeyi takarlarsa taksınlar, onlar için sen her zaman “ötekisin”, sen de bir Gazzelisin. “En iyi Müslüman ölü Müslümandır” anlayışını 7 Ekim’den bu yana alenen gösterdiler. Onların kim olduğunu, senin kim olduğunu bu vesileyle bir kez daha hatırla ve asla unutma! Küresel şirketler, uluslararası markalar soykırıma ya açıktan destek verdiler, ya sustular. Starbucks, McDonald’s, Coca Cola ve daha nicesi, soykırım bittikten sonra satışlarını artırmaya, imajlarını düzeltmeye çalışacaklar. Her birinin soykırımın sponsoru olarak ebediyyen suçlu olduklarını sakın unutma, unutturma! İslam dünyasının güçlü, nüfuzlu, petrol zengini devletleri ve devlet adamları Filistin’de soykırım yapılırken sustular, görmezden geldiler, hiçbir şey yokmuş gibi davrandılar. Hatta kimileri İsrail’le işbirliği yaptılar. Yarın ateşkes sağlandığında İsrail’le masaya oturmak için fırsat kollayacaklar. Susarak soykırıma ortak olan bu korkakları da, onlara suçlarını sürekli hatırlatmayı da unutma!
Yusuf Kaplan
Yusuf Kaplan
Kur’ân’ın Resûlullah (sav) tarafından yazılıp yazılmaması
1. Resûlullah (sav) ümmîdir. Ümmî olan birinin ise herhangi bir kitap yazması aklen muhaldır. 2. Kur’ân’da üç yüz civarında “لْق/ُsen söyle” emri yer almaktadır. Hiçbir müellif yazdığı eserde, kendi kendine “sen söyle” ifadesi kullanmaz. 3. Resûlullah (sav), kendisine gelen vahyi, henüz nüzulü tam olarak bitmeden önce -unutmamak içinhemen
Reklam
Vazgeç demek kolay. Ben nasıl unutayım seni.Seni unutsam gözlerini,sesini,güzel gülüşünü unutamam. İstemedin beni,ilk defa bir kişiyi bu kadar istedim,o da beni istemedi. Ben bu kadar severken seni,gözünün önünde ağlamamak için zor dururken gittin güldün o kızlarla. Öyle bir hevesle seni sevdiğimi söylemiştim ki,olmaz dedin, vazgeç bu işten dedin. Yine de vazgeçemedim senden, unutamadım. O kadar işlemişsin ki içime her yerde sen varsın. Eskiden boş duvarı gülümseyerek izleyen ben şimdi, ağlayarak izliyorum. Size vazgeç,unut demesi basit. Çok üzgünüm. Çok kırgınım. Hep derdim babandan başka kimseye güvenme, bağlanma. Seni babama çok benzettim ben,ilk defa bu kadar değer verdim bir erkeğe. Teşekkür ederim belki en büyük pişmanlığım olmadın ama çok iyi bir ders verdin. Bir daha kimseyi böyle sevmem,reddedilsem bile tekrar yazmam,o beni sevmesede onu severim demem. Bir gülüşün yeter dedim, güzel gözlerin hep gülmekten kısılsın istedim,seni hep uzaktan izleyebilmek istedim. Çok şey istemedim senden,elini tutmak, sesinden şiir dinlemek,sadece bana baksın o güzel gözlerin istedim. Yoruldum,beni sevmeyen bir kişide bu kadar takılı kalmaktan ve istenmememe rağmen vazgeçememekten. Bir gün anla değerimi,ağla pişman ol demiyorum ama bir gece aklına geleyim içine dert olayım,o kızı üzdüm ağlattım de. Her şey için geç olur o zaman ama anla beni. Kimsenin benim seni sevdiğim kadar asla sevmeyeceğini anla. Kahve gözlerine, kirpiğinin tek tanesine aşık olduğum adam unutma beni..
Katya, -Aşk geçti Mitya, diye devam etti, ama geçmişimiz benim için acı duymadan hatırlanmayacak kadar değerli. Bunu asla unutma. Olabilecek şeyi şimdi, sadece bir an için, gerçekmiş gibi kabul edelim. Dudaklarında acı bir gülümseme, gözlerinde sevinç ışıkları vardı. -Artık sen de, ben de başkasını seviyoruz, ama gene de sen beni, ben de seni sonsuzluğa kadar seveceğiz, bunu biliyor muydun? Ömrünün sonuna kadar sev beni, duydun mu? Sesinde âdeta tehdit titremeleri vardı. Mitya, her kelimede soluk alarak, -Seveceğim, dedi, ve... biliyor musun Katya, ben seni, beş gün önce, o akşam da seviyordum... Yere düştüğün... seni dışarı çıkardıkları zaman... Ömrümün sonuna kadar! Evet, hep böyle olacak... Böylece birbirlerine anlamsız, delice, belki de aslında ger çek olmayan şeyleri tekrarlıyor, o anda söylediklerinin her kelimesine inanıyorlardı.
Sayfa 1012 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Kurşun Kalem part 2
Çocuk kaleme merakla baktı ama özel bir şey göremedi. "İyi ama bu kalem benim hayatımda gördüğüm diğer kalemlerden hiç de farklı değil ki!" "Bu, tamamen nesnelere nasıl baktığınla ilgilidir evlat. Bu kalemin beş önemli özelliği var ve sen de bu özellikleri kendinde benimseyebilirsen hep dünyayla barışık bir insan olursun. "Birinci özellik: Harika şeyler yapabilirsin ama attığın adımları yönlendiren bir el olduğunu asla unutma. "İkinci özellik: Zaman zaman her ne yazıyorsam durmam ve kalemimin ucunu açmam gerekir. Bu kaleme biraz acı çektirse de sonuçta daha sivri olmasını sağlar. Bu yüzden bazı acılara göğüs germeyi öğrenmelisin. Bu acılar seni daha iyi bir insan yapar." "Üçüncü özellik: Kurşun kalem, yanlış bir şey yazdığında bunu bir silgiyle silmene her zaman olanak tanır. Yaptığınız bir şeyi sonradan düzeltmenin kötü bir şey olmadığını anlamalısın. Aksine bu bizi adalet yolunda tutmaya yarayan en önemli şeylerden birisidir." "Dördüncü özellik: Kurşun kalemin en önemli kısmı, kalemin yapıldığı ahşabı ya da dışarı yansıyan şekli değil, içerisinde yer alan kurşunudur. O yüzden her zaman kendi içine bakmalı, en çok onu korumalısın." "Beşinci ve son özelliği ise: Her zaman bir iz bırakmasıdır. Aynı şekilde sen de hayatta yaptığın her şeyin bir iz bırakacağını bilmeli ve her hareketinin farkında olmalısın."
Okuyorum yayınları
Mutluluğun formülü 40 ayet:
İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran. Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma. Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma. Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma. Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme. Hucurat 10: Büyüklük kompleksine
Reklam
AİLEMDEN NE ÖĞRENDİM?
. Zor kararlar vermen gerektiğinde ne aklını ne kalbini dinle. İkisi de seni yanıltır. Kulak vermen gereken tek şey içgüdülerin. Onlar seni ilk insandan bu yana tüm tehlikelerden korudular. Onlar senin hayatta kalma Garantin. . Kim olduğuna asla unutma. Asla hiçbir masaya soyadınla, işinle, gücünle oturma. . Sahip olduklarınla övünme. Gösteriş yapma. Kendine sahip olduklarından bir dünya yaratırsan onları kaybettiğinde boşluğa mahkum olursun. . Ve bu hayatta bir şeyi asla unutma: Savunman gereken, hakkını araman gereken tek kişi öncelikle kendisin. Sen sahip olduğun en değerli şeysin. Kendini her şeyin üstünde tut. Ama hiçbir şeyi, hiç kimseyi kendinden aşağı görme. Kendine gerçekten değer veren, kendini seven biri, dünyadaki her şeyi sevmeyi, değer vermeyi bilecektir. Önce kendini sev. En çok Kendini sev. Yaptığın en büyük hatada bile kendini sevmekten asla vazgeçme. . Tüm bu söylediklerimize rağmen dünyanın en kötü insanı bile olsa, dünyanın en büyük hatasını bile yapsan, biz seni sevmeye devam ediyor olacağız. Bunu hep hatırla.
Sayfa 293Kitabı okudu
Ablacığım, sen sen ol, asla kendin olmayı unutma, tamam mı? Kendin olmadan tüm bu güzelliklerin farkına varamazsın.
“Ne kadar kötü günler geçirdin, unuttun mu? Ne kadar çok ağladın, hatırlamıyor musun? Ne kadar üzüldü kalbin, ne kadar titredi ellerin, ne kadar çok gözyaşı tükettin, anımsamıyor musun? Sen ki o küçücük bedeninde dünyalar kadar büyük savaşlar verdin. Bazen yorganının altında kimse seni duymasın diye sessizce ağladın, ama bazen de zaten seni ağlarken duyacak kimsen bile yoktu. Sen buna rağmen yine de sessizce ağladın, uzaktan bir yerden geçen olur da bir ihtimal seni duyar diye. Sen hep sessizce ağladın, sessizce bağırdın, sessizce yakındın. Çünkü verdiğin tüm o savaşlara rağmen o kadar güzel bir kalbin var ki seni ağlarken kimse duymasın istedin... Ama emin ol, ne kadar sessizce ağlarsan ağla bir gün biri senin sesini duyacak. Gözyaşlarını silmek için kendini hapsettiğin karanlığa elini uzatacak, o el senin yüzünü bulacak, gözyaşlarını silecek. Çünkü senin öyle güzel bir ruhun var ki şunu unutma, güzel ruhlar asla yalnız kalmaz... Güzel ruhlar her daim birbirini bulur.”
Sayfa 234Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.