insan nedir ?
Oysa Adem, ey güzel yolcu, sen öyle misin? Hatırla nasıl yaratıldığını. Bu toprak bedene neler katılıp karıldığını, suyuna mizacına neler karıştırıldığını. Hani ruhun, hamurunun yoğrulma­sına tanık tutulmuştu. Bir yanın karanlık senin bir yanın ışık. Bir yanın melek kanadı bir yanın şeytan ıslığı. Bir yanın çamur beden, bir yanın kutsal ruh. Bir yanın iyiliğe açık bir yanın iyiliğe kapalı. Tek başına ne duru iyilik ne de saf kötülük sensin. Ne baştan ayağa cennetsin ne de tümüyle cehennemsin. Aynı ânda birbirine zıt iki şeysin. İçinde iyilik ve kötülüğü besleyip büyütecek yeteneğe aynı ânda rastlayacaksın. Hataya da sevaba da aynı derecede ehli­yetli olacaksın. Bir yanın yükselmeye çekecek seni bir yanın düş­tükçe düş diyecek. Zirvelerle çukurlar arasında gidip geleceksin.Ama. Bu ikilik kabahatin değil senin mahiyetin. Üstünlüğün, zayıflığın olan bu şeyde. Tepeden tırnağa çamursun Âdem ilk bakış­ta. Toprağın topraklığına batmış gibisin. Ama bu halinle kıymetli­sin. Çünkü bu halini aşabilirsin. İçindeki kutsal ruha sahip çıkabi­lirsin. İşte o zaman melek değil ama melekler gibisin. Ve ey Âdem unutma, böyle bir tartıda melek gibi olmak melek olmaktan ağır çeker. Çünkü sen o iki şey arasında özgür irade-bilinçli seçimsin.
Sayfa 40 - TimaşKitabı okudu
bugüne dek hissettiğim en güzel şeysin sen. ve hayatım boyunca öyle kalacağını inanmıştım. bunun ne kadar sınırlayıcı bir duygu olduğunu biliyor musun? bu genç yaşımda hayatım boyunca tanıdığım en neşe veren insanı yaşadığımı sanmak. hayatımın geri kalanını sadece bununla yetinerek nasıl geçireceğim? balın en ham halini tattığımı ve diğer her şeyin rafine ve yapay olduğunu düşünmek. bundan öteye yol olmadığını önümde uzanan tüm yıllar toplansa da senin verdigin tadı vermeyeceğini
Reklam
Yağmur altında
Ne zaman yağmur yağsa ben hep böyle oluyorum. Bir küskünlük, bir bezginlik sarıyor içimi. Yağmur damlalarının toprakta kayboluşu bana insanoğlunun çaresizliğini hatırlatıyor durmadan. Hepimiz bir yağmur tanesinden başka neyiz ki? Önce bir buğu halinde topraktan yükseliyor, sonra bir küçük damla olarak yine toprağa dönüyoruz. Yağmur altında
Sayfa 229
Kendini bilmek en zor şeydir; zor olduğu için değil, sen kendini bilmekten korktuğun için. Derin bir korku vardır. Herkes kaçmaya, kendinden kaçmaya çalışır. Bu korkunun anlaşılması gerekiyor. Bir taraftan kendini bilmeye çalışırsın, diğer taraftan bilmemek için her tür engeli yaratırsın. Bilinçli olarak, "Kendimi bilmek istiyorum,"
Sayfa 169 - Ganj yayıneviKitabı okudu
"Keşke seni görebilsem." Eğilip görmeyen gözlerini öptüm. "Ben, beni görmediğine üzülmüyorum, ben kendin gibi güzel bir şeyi görmediğine üzülüyorum." Eğilip alnını öptüm. "Sen benim bu hayatta başıma gelmiş en güzel şeysin, kıştan sonra rahatladığım baharsın. Seni sadece seviyorum desem basbayağı yalan söylemiş olurum. Seni seviyorum, seni yaşıyorum, sana âşığım, sana bitiyorum. Her şeyim benim." Gözünden yaşlar akmaya başladığında her bir yaşı öptüm. "Pusat, sen nasıl bir adamsın ya?" "Sana çok aşık bir adamım."
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.