"Bana berbat sürprizler yumağı olmaktan korktuğunu söylemiştin, hatırlıyor musun?" diyor soruyor. Jude da başını öne arkaya sallıyor hafifçe. "Değilsin" diyor ona. "Değilsin. Ama seninle birlikte olmak, muazzam bir manzaranın parçası olmak gibi" diye devam ediyor. "Ormandasın sanıyorsun ama bir anda değişiyor, çayıra dönüyor, ya da yağmur ormanına, buz uçurumlarına. Hepsi çok güzel ama bir o kadar da yabancı, elinde harita yok, bir ormandan diğerine nasıl bu kadar hızlı geçtiğini anlamıyorsun, bir sonraki dönüşümün ne zaman olacağını bilemiyorsun, üstünde hiç araç gereç yok. Yürüyorsun sen de, karşına çıkana uyum sağlamaya çalışıyorsun ama ne yapacağına dair hiçbir fikrin yok, ara ara hatalar yapıyorsun, kötü hatalar. İşte bazen böyle geliyor bana." Susuyorlar. "Yani esasında" diyor Jude sonunda, "bana diyorsun ki sen Yeni Zelanda'sın." Jude'u şaka yaptığını bir saniye sonra anlıyor, anlayınca da rahatlayarak, kederlenerek kahkahayı basıyor, Jude'u kendine çevirip öpüyor. "Evet" diyor. "Evet, Yeni Zelanda'sın sen."
Ey zavallı milletim dinle! Su anda hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü ey milletim, senin hakkında az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz.
İletişim yayınları/ Karakter Çoskun Ermiş
Reklam
Neden benim gibi yapmayı öğrenmiyorsun? Sen ne yapıyorsun ki? Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.
Sayfa 49 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Ellerini kalçasından çekti. Göğüslerini okşamak için değil. Biraz önce yaptığı gibi vücudunu taciz etmek için değil. Sa- dece yüzüne uzanıp, büyük güce sahip iri elleriyle çenesini kibarca tutmak için. Onu öpmedi, siyah gözleriyle sadece baktı ve Sophie, böyle bir pozisyonda onun kölesi gibi hissetti. "Sen benim- sin." Bu kez kabul
Sayfa 148
"-Neden benim gibi yapmıyorsun? -Sen ne yapıyorsun ki? -Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum..."
Claudine'nin odunluk :)
LUBIN. — Azıcık yüzünü bana dön. CLAUDINE. — Peki ne var? LUBIN. — Claudine. CLAUDINE. — Ne var?
Sayfa 28 - Perde 2 - Sahne 1Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.