"Bacaklarını aç benim için." Julia lavabonun üzerinde oturuyordu. Ellerini ha- reketsizce karnının üzerinde tutarak bacaklarını iyi- ce açtı. Clay, onun eteğini beline kadar sıvadı ve iç çamaşırının dışı boyunca burnunu gezdirerek onun kokusunu içine çekti; duyularını tamamen Julia'nın kontrol etmesine izin verdi. Julia derin bir
Sayfa 121
Neden benim gibi yapmayı öğrenmiyorsun?" "Sen ne yapıyorsun ki?" "Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum. Zeze
Reklam
Söylendiğine göre şeytan bir gün çok üzgün bir şekilde bir ağacın altında oturuyordu. Bir aziz geçiyordu ve şeytana bakıp dedi ki: "Duyduğumuza göre sen hiç dinlenmezmişsin, sürekli bir takım kötülükler yaparmışsın. Burada ağacın altında oturmuş ne yapıyorsun?" Şeytan gerçekten depresyondaydı. Dedi ki: "Görünen o ki benim işimi papazlar ele geçirmiş ve ben hiçbir şey yapamıyorum; ben tamamen işsiz kaldım. Bazen intihar etmeyi bile düşünüyorum çünkü bu papazlar işini o kadar iyi yapıyorlar ki!"
-Neden benim gibi yapmayı öğrenmiyorsun? -Sen ne yapıyorsun ki? -Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamamış oluyorum.
Ey zavallı milletim dinle! (Durur.) Şu anda, seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz. Fakir fukaranın hayatını anlatan zengin yazarlarımıza gece kulüplerinde içtikleri viskileri zehir oluyor. Zengin takımının hayatını gözlerimizin önüne sermeye çalışan meteliksiz yazarlarımız da aslında şu fakir milleti düşündükleri için, küçük meyhanelerinde ağız tadıyla içemiyorlar. Ey şu fakir milletim! Aslında seni anlatmıyoruz. Sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz. İşte onun için sana yanaşamıyoruz. Senin yanında bir sığıntı gibi yaşıyoruz. Hiç utanmıyor muyuz? Hiç utanmıyoruz.
Eş'as b. Eslem der ki: Hz. İbrahim (as), Azrail (as)'a sorar. Bu meleğin biri yüzünde ve diğeri de ensesinde olmak üzere iki gözü bulunuyordu. "Ey Ölüm Meleği! Eğer adamın birisi doğuda ve biri de batıda iken, her ikisinin de ölümü aynı an ve dakikaya rastlarsa, sen nasıl hareket ediyorsun? Bir yerde vebâ salgını baş gösterdi, bir yerde iki ordu karşı karşıya çarpışıyor, sen bu durumda ne yapıyorsun?" Azrâîl (as), Hz. İbrahim (as)'e şu cevabı verir. "Ruhları, 'Allah'ın izniyle gelin!' diye çağırırım. Onlar da hemen gelip elimin iki parmağı arasına giriveriyorlar. Yeryüzü önümde âdetâ bir yayvan bir leğen gibi durur. Ondan dilediğimi alırım."
Reklam
10
Hadi canım! Kendini bile düşünmeyen sende Başkasının sevgisine hiç yer olabilir mi! Sevenlerinin çok olduğunu kabul edersin herhalde, Oysa senin kimseyi sevmediğin işte besbelli. Saplanmışsın nedense ölümcül bir nefrete, Kendi kendine hainlik etmekten çekinmiyorsun; Her şeyden önce şu güzelim çatıyı koruyacağın yerde, Sen onu yok etmek için elinden geleni yapıyorsun. Fikrimi değiştireyim istiyorsan, değiştir niyetini! Canım sevgiden daha mı iyi ağırlar insan nefreti, Anlayışlı ve şefkâtli ol, tıpkı göründüğün gibi; Desinler ki, hiç değilse kendine karşı merhametli. Bir başka sen daha yarat ne olur, beni seviyorsan, Hem soyunda, hem sende, güzellik hep yaşasın istiyorsan.
Arapçayı bilmeden hafız olmak
Bence bahis mevzusu olacak şey, ayrı ayrı okul de- ğildir. Millete dinini, imanını, bütün insanlık ihtiyaçları- nı vermek için bir yer vardır ki, ona okul derler. İsterse- niz medrese diyelim. Fakat ona başka, ötekine başka bir şey demeyelim. Başka bir şey olamaz. Bir tane olur ve o hakiki bir millet yetiştirecektir ve İslam yetiştirecektir. Bu
Nalıncı Baba Padişahın İşi Ne! Murad Han (III. Murad) o gün bir hoştur. Telaşlı görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: - Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? - Akşam garip bir rüya gördüm. - Hayırdır inşallah. - Hayır mı şer mi
Şiddetli, çaresiz öpücükler, sonra... "Silah kullanmayı bilen bir kızdan daha seksi bir şey yok." Alt dudağımı dişlerinin arası- na alıp hafifçe ısırdı. "Ateş etmeyi ne zaman öğrendin?" "Babam bana on bir yaşındayken öğretmeye başladı." Kollarımı boynuna doladım ve ellerimi sarı saç tutamlarının arasına gömdüm.
Sayfa 180
Reklam
"neden benim gibi yapmayı öğrenmiyorsun?" "sen ne yapıyorsun ki?" "kimseden hiçbir şey beklemiyorum. böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum."
“…Neden benim gibi yapmayı öğrenmiyorsun?” “Sen ne yapıyorsun ki?” “Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.”
- Sen ne yapıyorsun ki? + Kimseden bir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış olurum...
Hasan, "lşte bir ülkede yaşayanlar," dedi sardığı sigarayı Alper'e ikram ederken. Alper başıyla tanımı da sigarayı da reddetti. "Vatandaş kim o zaman?" "Yurttaşlık resmî bir hal," dedi Hasan ve ekledi: "Abi mesela Arap halkı, Türk halkı, Kürt halkı... Böyle..." Alper derste hocanın da sorduğu soruyu
Sayfa 16 - Giriş, Hayalin turkuaz denizlerindeKitabı okudu
İnsanlar şu anda köle olmuş durumda, ben bunu gözlemledim ve bu kişiler genelde George Soros'a, Rockefeller'lara kızıyor, bunlar sömürüyor bizi, diye. Evet, diyelim ki onlar sömürüyor, ama sen sömürülmemek için ne yapıyorsun? Tamam, bir noktadan bakınca sen şanssızsın, ama şansını çevirebilirsin. Şansın çevrilebileceğini gördüm ben. Zaten bu kitabın amacı bunu anlatmak, çünkü çok dibe vurduğum dönemlerde neler yapılabileceğini bunu başarmış adamlara bakarak gözlemledim.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.