Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ve ben,senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim.Fakat hiçbir şeyi unutmadım.Ve hepsini aklıma yazdım.Ve sana izin verdim ki,bilmeden yaptığın eziyet artsın.Ve sonunda artık dayanamıyorum diyebilmek için ben de bilmeden bu oyunu oynadım sana.Ve bulaşıkları yıkadım.Ve bütün sözlerimi yarıda kesmene izin verdim.Ben ki,bu konuda kimseye yetki vermemişimdir.Oysa,elimin tersiyle seni yıkabilirdim.Bıraktım ki,sen kendi sonunu kendin hazırla.Ve bana bütün yaptıklarını bir bir aklımda tuttum.Derler ki tarla kuşu bütün gece öttüğü zaman,tarla faresi bütün ihtiyatı elden bırakır ve sonunda yuvasından çıkarmış.Ve beni deliğimden sen çıkarmıştın.Ve sonra bütün hayallerimi yıktın.Yönetimi eline aldın.Ve sonra birlikte sokakta yürürken,istediğin yerden karşı kaldırıma geçmeğe cesaret ettin.Ve önce kelime vardı;sen,önce vitrin vardı dedin.Ben konuşurken vitrini seyretme cüretini gösterdin."
Bir zâhid
Vaktiyle yüce gönüllü bir zahid vardı. Gece sabahlara kadar basi kesik bir mum gibi yanar, Allah, Allah der dururdu. Bu zikirden ağzı tatlılaşır. İmanın manevi balını gönül dudaklarına sunardı, Ömrü böylece akıp ebed memleketlerine doğru yol alıyordu. Derken bir gün aşağılık şeytan bu zahidi kıskandı ve ona gelip: - Ey geveze adam, dedi. "Bunca zaman Allah diyor- sun Söyle bana. O'nun sana Lebbeyk dediğini hiç duyur mu? A adam! Sana O'ndan bir cevap bile gelmiyor. Böyle utanmadan hangi yüzle Allah deyip duracaksın? Zahid'in gönlüne acılar birden doldu. Garip gönlü kırıldı. Başını yere koyup kendinden geçti. Bir zaman sonra rüyasında yeşiller giyinmiş bir halde Hızır'ı (a.s.) gördü. Nur yüzlü Hızır ona hitap etti: Kendine gel! Neden zikirden vazgeçtin? Zahid boynunu büküp usulca fısıldadı: - Bunca zaman Allah'ı zikrediyorum. O'ndan bana cevap olarak bir kerecik Lebbeyk sesi gelmiyor! Ey gönlü yaralı adam! İş senin zannettiğin gibi değil. Senin Allah demen, Allah'ın sana "Lebbeyk!" demesidir işte. Hilebaz şeytanın kıskançlığı yine üstündeydi bugün. Seni kıskandı ve sana bu oyunu oynadı. Sen hiç durmadan Allah de ki, o düşman hasedinden çatlasın!
Reklam
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç.
Şahıs Kadrosu-Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Bozkurtlar Diriliyor'da ön plana çıkan tarihî şahsiyetler şunlardır. Bilge Tonyukuk, İlteriş Kutluk Kağan, İmparatoriçe Vu, Çinli komutan Hoay-i. Kurmaca kişiliklerin başlıcaları da şunlardır: Urungu, Ay Hanım, Binbaşı Pars, Deli Ersegün, Kadır Bağa, Karabuka (Yin-şao), Taçam, Buluç. Bozkurtların
Ne var biliyor musun, Carrie ? Oyunu gerçekten oynayanlar kaybeder. Hepimiz kaybederiz. Hayat budur. Yani aynı falan değiliz, Soto. Benim cesaretim var. Sense sadece teniste iyisin." Ben soluğumu kontrol altına almaya çalışırken malzemelerini topluyor. "Emekli oldum diye mi kızginsin bana? Ciddi misin sen? Ne yapacaktım ki? Ortalıkta takılıp madara mi olsaydım? Herkesin bitiş çizgisini doğru topallayışımı görmesine izin mi verseydim? Bowe bana bakıyor, ardından gözlerini yavaşça kapıyor. Bir nefes alıyor. "Hayatını tenise adamışsın gibi davrandın. Ama kazanmak için geri döndün, oynamak için değil. Döndüğün için hepimizin sana kızgın olması bundan. Kalbin yok senin."
Sayfa 214
Hayatım,ciddiye alınmasıni istediğim bir oyundu. Sen evlendin ve bu oyunu bozdun.
Reklam
"Ve ben, senin bilgisizliğinin artmasına izin verdim. Fakat hiç bir şeyi unutmadım. Ve hepsini aklıma yazdım. Ve sana izin verdim ki, bilmeden yaptığın eziyet artsın. Ve sonunda artık dayanamıyorum diyebilmek için ben de bilmeden bu oyunu oynadım sana. Ve bulaşıkları yıkadım. Ve bütün sözlerimi yarıda kesmene izin verdim. Ben ki, bu konuda kimseye yetki vermemişimdir. Oysa, elimin tersiyle seni yıkabilirdim. Bıraktım ki, sen kendi sonunu hazırla...
Hayat oyunu~
Benim bütün işim oyundu, bunu biliyorsun Turgut. Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu. Sen evlendin ve oyunu bozdun. Bütün hayatımca nasıl oynayabilirdim? Sen de dayanabildin mi?
Hikaye
Bir gün Şeyh Bayezid-i Bistāmi [kuddise sırruhů) Bağdat şehrinde müridleriyle gidiyordu. Şat ırmağının köprüsü üzerinde bazı çocukların oyun oynadığını gördü. Çocuklar ellerindeki oyuncak bebeklerle evlilik oyunu oynuyorlardı. Çocuklar Bayezid-i Bistâmî hazretlerini [kuddise simuhoj görünce onun karşısına gelerek, - Yâ şeyh, bizim düğünümüz var,
Sayfa 68 - Semerkand yayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.