gökyüzünü öpmek isterdim ömür hanım, gözlerimle değil dudaklarımla. yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan. delilik mi dedin? kim bilir... belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu.. gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi? kim ne diyebilir ki?
“Acı varsa bil ki hala beklentidesin ve hala onunla bağını koparmak istemediğin için. Acıdan vazgeçince beklentinden de vazgeçeceksin ve sana asıl zor gelen bu. Kendin çok biliyorsun ya, hiç Tanrı aklına gelmiyor. Senin seçeneğin yoksa Tanrı’nın da mı yok sanıyorsun? Sen tek seçenek diye görüyorsun da Tanrı’nın planında seçenekler deryaları var başını çevirip görmüyorsun...”
“Kimsenin haberi yok her gün sana geldiğimden,
Her gün bir ömür bıraktığımdan kıyılarına,
Kimselerin fark edemeyeceği bir kayboluş biçimidir bu..
Bir denize koşar gibi koşuyorum sana...”
“Sana geldim, kuşatmış bir yangının kızıllığında,
doğan her sabahın sıcağından seni alıp, bir serinlik iliştirmeye saçlarına.
Sana geldim,
Bissürü hasretim sana.”