“o da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman aşıktı. ondan çok şey istendikçe o daha fazlasını verirdi. ama onunla kimsenin konuşmadığı, onu kimsenin görmediği, duymadığı, arzulamadığı yalnızlığı sırasında çirkinleşmiş, sersemlemişti, çaresiz kalmış ve mutsuz olmuştu. o ancak yaşamın içinde canlanırdı, yalnızlıkta çöküp gölgeye dönüşürdü.”