Sena

Sena
@senayavuzs
Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin, / Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi.
Reklam
Meryem öfkeyi, hıncı çoktan aşmış bir kadınla karşı karşıya olduğunu anladı…
Sayfa 298
Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Sayfa 19

Reader Follow Recommendations

See All
“Belki haksızlık, ama bazen birkaç günde hatta tek bir günde olanlar bütün bir ömrün akışını değiştirebiliyor, Emir.”
Sayfa 170
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşam çalarsın. Karısını bir kocadan, çocuklarını bir babadan mahrum edersin. Yalan söylediğin zaman, bir insanın gerçeğe ulaşma hakkını çalmış olursun. Aldattığın zaman, bir insanın doğruluk, adalet hakkını elinden alırsın. Çalmaktan daha büyük bir kötülük yoktur.
Sayfa 126
Reklam
Hasan da gülümsedi ama onunki zoraki değildi. “Bilirim,” dedi. Özü sözü doğru olanların ortak yönü de budur: Karşısındaki kişinin de içten konuştuğunu sanırlar.
Sayfa 65
“Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın.”
Sayfa 26
Sanki bu âlem bana küs ve ben ona dargın gibiyim.
Sayfa 87
“Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.”
Sayfa 176
…gönlünde yatan türden bilgiye adım adım yaklaşmaya başlayacaksın; yani istiyorsan, arıyorsan ve bekliyorsan onu. Diğer pek çok şeyin yanında insanların davranışları karşısında aklı karışan, korkuya kapılan hatta hasta olan ilk kişinin sen olmadığını anlayacaksın o zaman. Bu konuda hiç de yalnız değilsin.
Sayfa 177
Reklam
Yazarın söylediği gibi "Birçok insan, aklını en az şekilde kullanarak hayattan gelip geçer."
Sayfa 14 - Ediz Yayınevi
"Aklı olanın şansı da güçlü olur."
O bir çalgıydı. Onun bildiği hayat, onun bilincini oluşturan bütün hayat da bu çalgının telleriydi. Müziğin akışı ise bu tellere çarparak onları anılar ve hülyalarla titreştiren bir rüzgardı. Sadece hissetmekle kalmıyordu. O duygu, bir biçim, renk ve parıltı hâlinde içini kaplamış, hayalinin el attığı her şeyi bir çeşit yüce tılsımlı bir yolda cisimlendiriyordu.
Sayfa 29 - Kenta Yayınları
Kafası, tersine işleyen bir saat gibi, geçmiş zamanı yaşamaya başladı.
Sayfa 43 - Dergah Yayınları
Hakikat şu ki Behçet Bey aynaları hem sever hem onlardan korkardı. Aydınlıkta her karşılaştıkları şeyi güler yüzle içlerine alan bu sevimli mevcutların bazen o kadar haşin ve sert bir şekilde kendi üzerine kapanışları, sizi acayip bir sükût içinde sarıp mumyalayışları vardı ki… Aynalar, istedikleri zaman, dört bir yana salıverdikleri bu sessizlikle taksim kabul etmiş bir zamanın timsaliydiler.
Sayfa 24 - Dergah Yayınları
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.