İyilik
“İyilik yapmak zor iştir. Çok dikkat ister. Dikkatsizce yaparsan nefret ederler senden. İnsanlar aslında kendilerine iyilik yapılmasından hoşlanmaz, biliyor musun? Birinden yardım aldıklarında kendilerini ezilmiş hissederler. O duyguyu yaratmadan borç verebilmek ya da karşılıksız yardım yapabilmek bir sanattır. Yani ne demek oluyor tüm bunlar: Birine iyilik yapabilmek için de, birinden iyilik görünce sapıtmamak için de, önce insan olmak gerek. İnsan!”
Sayfa 199 - Günışığı Kitaplığı
Benim olasılığım daha iyi dedi. Digeri tanrı babamı aldığı Zaman deri fabrikası ve tabaklama deposu benim olacak hem senden daha yaşlıyım ve kilisede senden önce geliyorum
Senden sonra çok saatler, günler, haftalar geçti ama ben hâlâ aynı mesajda aynı duygular içerisinde kaldım. O son mesajla veda ettin bana daha önce veda etmek istedim ben ama bağışla beceremedim bunu herşeyi en iyi yapan yine sen başardın.. Veda ettin ama ben yine senden gidemedim...
"Ben Öldükten Sonra İnşallah Pişmanlık Duymazssın."
Atatürk’ün duygusal bir anısını size aktarıyorum: “Türk Milleti! Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını, daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne Mutlu Türküm diyene!” sözleriyle bitiyordu. Bu son cümleden önce, Atatürk’ün sesinden duymadığımız, ancak kâğıda yazdığı şu sözler duygu yüklü, hüzünlü bir veda gibiydi: “Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden (Türk Milleti’nden) ve bütün medeni beşeriyetten (uygar insanlık âleminden) dileğim şudur: Beni hatırlayınız!” Atatürk Nutuk metnini el yazısıyla yazmıştı. Bir gün, o sırada Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan tarihçi Hikmet Bayur’a okuttu. Hikmet Bayur metni okuyor ama sıra o “Beni hatırlayınız” cümlesine gelince içi burkuluyor... Ve metnin tamamını okuyup bitirince şöyle diyor: “Gazi Hazretleri, eğer izin verirseniz bir şey söylemek istiyorum. Bu cümle bir vedayı hatırlatıyor. İnsanlar elbette fanidir ama böyle mutlu bir günde, Cumhuriyet’in Onuncu yılında, milletin kalbini bir veda acısıyla yakmayınız.” Hikmet Bayur işin sonrasını da Cemal Kutay’a kendi anlatmış: “Benim bu sözlerimden sonra düşündü... Yüzüme uzun uzun baktı ve aynen şöyle dedi: ‘Bu söylediğin doğrudur. Ben bu cümleyi kaldıracağım. Ama bunu bana kaldırttığın için ileride, ben öldükten sonra inşallah pişmanlık duymazsın.”
Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Bir sürü faydasız sözle meşgul olunan bir mecliste oturmuş hiç kimse yoktur ki o meclisten kalkmadan önce şöyle desin ve Allah onun o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlamasın: 'Sübhânekellâhümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbü ileyke.' (Allahım! Seni her türlü noksan sifatlardan tenzih ve ham-dinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığına şahadet ederim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim.)" Tirmizî
"Senden önce, senden sonra. Daha kaç vücut gerek bana? Benim seni unutmama." Teoman- Senden Önce Senden Sonra
"Yalnızım uçurum kıyısında, Hayat ve ölüm arasında. Tüm hayatım akıp geçiyor. Ayaklarımın altında." Teoman- Senden Önce Senden Sonra
"Bu çığlık çığlığa dalgalar, Ve hüzünlü güzel martılar, Rüzgara çarpıp, çarpıp gelip Doluyorlar kalbime." Teoman- Senden Önce Senden Sonra
Yaşamında yapabileceğin tüm hatalar, bu yollardan senden önce yürümüş olan kişilerce önceden yapılmıştır. Karşılaştığın güçlüklerin sadece sana özgü olduğuna gerçekten inanıyor musun?
Sayfa 123
Acıyı çekerken çekiyorsun, anlatırken gözyaşların senden önce konuşuyor. Yıllar içinde alışıyorsun, her geçen gün daha çok alışıyorsun. Bir zaman sonra başkasının hikayesi gibi anlatmaya başlıyorsun, sanki sen yaşamamışsın, sanki sen çekmemişsin gibi.
Acıyı çekerken çekiyorsun, anlatırken gözyaşların senden önce konuşuyor. Yıllar içinde alışıyorsun, her geçen gün daha çok alışıyorsun. Bir zaman sonra başkasının hikayesi gibi anlatmaya başlıyorsun, sanki sen yaşamamışsın, sen çekmemişsin gibi.
VAZGEÇMEK * Elindeki külleri savurup gökyüzüne, yukarıya bakmaktır. * Vazgeçmek bazen tercih, bazen kabullenmek, bazen de tükenmek demektir. "Bugün içimdeki yerini değiştirdim. Yüreğimin ortasında duran yerini değiştirdim. Bunun için önce kaldırdım seni durduğun ve iz bıraktığın yerden. Neredeyse şeklini almış etimin üzerinden. Sonra yastık
Bir evladı bu noktaya getirmek çok tehlikelidir
Anne, ben bu sınıfta tüm gücümle savaşıyorum. Mezuniyetimden önce başarılı olacağım. Başarılı olduğumda da saçımı keseceğim. Beni büyütürken harcadığın paranın hepsini geri ödeyeceğim. Bu beni affetmene yetmezse senden de mezun olacağım.
Sayfa 159 - Gerekli Şeyler YayıncılıkKitabı okudu
"Ben kalbimin senden önce bu kadar çarpabildiğini bilmiyordum."
Öylesine istedim ki seni, Senden önce.. Öylesine, her şeyin içinde, Öylesine dışında, Gün, gece.
Resim