Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Tam olarak bir başucu kitabı.
Cennet ve cehennem bize ne kadar uzak gibi gelse de belki yarın belki yarından da yakın.
Çünkü Rabbimiz bize dönüp 'ne kadar kaldınız dünyada' diye sorduğunda bir saat veya bir gün diyeceğiz.
Takip ettiğimiz büyük bilim insanları(!) ve ideolojilerinin peşinden koyun gibi gitmektense İbrahim(aleyhisselatu
Kitap oldukça güzeldi. Konusu veya kapak tasarımı olsun hepsi harikaydı. Ama yine okuyucular tarafından abartilinan bir kitaptı. Kitapta fazla mantık hatası vardı. Yeşil devamlı Drewdan korktuğunu söyleyip yaklaşık 2 sayfa sonra ben ona aşığım diyordu. Ve Drewa da senden korkuyorum olamayız diyip 10 sayfa sonra öpüşelim, sevişelim gibi ithamlarda bulunuyordu. Bu hataları görmezden gelirsek konu bakımından güzeldi.
(arkakapakyazısı)
“Yıldızların hastalık ile sağlık, ölüm ve yaşam arasına çektiği ince çizgide gidip gelen iki gencin, sayılı günlerinde sonsuzluğu bulma hikayesi…
On altı yaşındaki kanser hastası Hazel Grace’in birkaç yıl daha yaşamasını garanti eden tıp mucizesine rağmen hastalığı ölümcüldür ve konulan teşhisle birlikte yıldızlar, öyküsünün
Ben Tarık Tufanın ilk "Geç Kalan" kitabını okudum ve şahsen kitaptan hiçbir şey anlamadım. Sonra "Kaybolan"ı okudum ve ona da ön yargılıydım. Ama hiç öyle olmadı kitabı okuduğum anda beni içine çekti.
Şimdi gelelim kitabın konusuna: Kaybolmanın döngüsüne sıkışmış bir adam ve iki kadın; Hakan,Sonay,Yıldız. Aslında kitap bir kısır döngüden bahsediyor. Geçmişin yaşantılarının karakterlerin peşlerini bırakmadığını anlatıyor. 17 yıldır Yıldız'la evli olan Hakan'ın bir anda hayatında kaybolduğu hissine kapılmasıyla her şey altüst oluyor. Sonra yavaş yavaş karısından uzaklaşıyor ama karısı ona hep sevgiyle yaklaşıp sevgisini ondan mahrum bırakmıyor ama Hakan o sevgiye hiçbir zaman karşılık vermiyor. Bir gün bunalıp bir gezintiye çıkıyor bir bankta otururken yaşlı bir kadının okuduğu dergi dikkatini çekiyor, dergiyi kadından alıp okuduğunda akşam bir söyleyişi olduğunu görüyor ve bir anda o söyleyişe gitmeye karar veriyor. Her şey o söyleyişi de başlıyor ve geçmişin perdesi o söyleyişi de aralanıyor. Çünkü orada geçmişi olan bir kadınla karşılaşıyor Sonay'la.
Okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum ve ben ciddi anlamda kitap boyunca Hakan'a hep sinirliydim.(spoiler)Karın sana hep destek çıkarken, sen karını ne babası öldüğünde onu anladın ne de senin gözlerinin içine sevgiyle baktığında anladın oysa senden istediği tek şey biraz sevgi ve ilgiydi. Umarım Sonay'la mutlu olmazsın ciddi anlamda sana çok sinirliyim Hakan! Allah tependen baksın emi!
SONSUZA DEK SEN..
Ewet yine bir kitap bitimi. Senden önce ben, senden sonra ben, ve sonsuza dek sen..
Serinin üçüncü kitabıydı baya merak ederek okudum. Devam kitabı olduğu için konuya hakim oluyor insan.. detaya girmiyorum ben hiç okuyun diye :) böyle çok güzel bir sinama izlemişsiniz hissi oluşuyor.. KİTAPLA KALIN..
1025 syf.
9/10 puan verdi
Özel kitaplarımdan biridir .Daha doğrusu bu bir kitap değil başyapıttır . Kim ne söylerse söylesin . Her yiğidin harcı değildir bin sayfalık kitabın içine girebilmek .Soluksuz , heyecanla okuyabilmek .
Dostoyevski bilindiği gibi realist bir yapıya sahip. Hal böyle olunca kalemi de kendi gibi betimleyici ve keskin ..Adamın hayatına bakıyorum .
Açıkçası sonu hiç beklediğim gibi değildi :/ severek okuduğum ve beni içine çeken bir kurguydu ama artık erkek karakterlerin her romantik/fantastikte aynı şekilde yazılmasından çok sıkıldım. Soğuk, güçlü, gizemli, sırları olan vs vs cidden hep aynı tip ve istemsizce bunalıyorum. Kitaptaki sürekli yapılan "boy farkı" iması da biraz rahatsız ediciydi. TAMAM ANLADIK SENDEN UZUN diyesim geldi bir noktada (spoiler!!!!) vincent bence ölmeyi hak etmiyordu, en azından gerçekleri tamamını öğrenmeliydik çok eksik hissettirdi. Oraya'nın kazandığı savaşı neden elleriyle teslim ettiğini asla anlamadım ve cinnet geçirdim kısımda... Sadece Raihn'ın o malum şeyden kurtulmasını isteyebilirdi ama ödülünü ona vermeyi tercih etti. Oraya bu kadar aptal bir kadın değil, iradesinin çelik gibi olduğuna yapılan onca imadan sonra hedefinden vazgeçmesi? Sonu bana çok yetersiz geldi :/ raihn'ı gerçekten hiç sevmedim, serinin diğer kitaplarını okuyacağım ama raihn ölürde yerine başka bir başrol erkek gelirse üzülür müyüm? Hayır. Sevinebilebilirim hatta ajemdmeödmeö
Yine bir oğlunun mutluluğunu isteyerek mutsuz eden anne hikâyesi. Gül de olsan senden olsa olsa yaban gülü olur dediği Leyla ile yıllar sonra yeniden trajik karşılaşmaları ve hazin sonu. Feridun ve Leyla'nın ince ince şekillenen kaderleri anlatılıyor.
Selamlar, ben Leyla.
Hadley 21 yaşında bekar bir annedir. Üstüne üstlük yeniden hamiledir ve çocuklarının babası olacak şerefsiz Hadley’i kuzeniyle aldattıktan sonra kocalık sıfatından men edilmiştir. (En iyi kısmı zaten evli olmamaları.) Hadley hem okula gidip hem çalışıp hem de kızına bakmaya çalışıyordur. Bir gün markette kızının kocaman dövmeli bir adamla tartıştığını görür. Kim reyonda kalan son cips için 4 yaşındaki çocukla kavga eder ki! Tabii ki de çocuklardan nefret eden iri yapılı vücuda sahip dövme sanatçısı Elijah…
Ya sabır diyen Hadley alışverişini yaptıktan sonra evine geri döner ve yan evlerindeki aylardır boş olan eve sonunda birilerinin taşındığını görür. Evet, yeni komşuları cips için çocuğuyla kavga etmekten çekinmeyen Elijah’tır. Ve ne derler bilirsiniz, en büyük aşklar nefretle başlar.
Okurken kalbi sıcak jöle kıvamına getiren temaların harmanlandığı komik bir kitaptı. Birkaç yerde okurken baya sırıttım. Tek sorum 4 yaşındaki bir kız çocuğu kadar bilmiş bilmiş konuşabilir mi, onu bilmiyorum. (Çocuklarla etkileşimim yok.) Diğer yorumlayanlar çeviride sıkıntıların olduğunu söylemiş, ben mal olduğum için anlamadım ve keyifle okudum.
Sana bir nefes olamayan şiirden de geçtim
Yaşıyoruz Sessizce, Şükrü Erbaş’ın 2.5 yıl boyunca kanserle mücadele etmiş ve sonrasında da hayatını kaybetmiş olan eşi Hatice Erbaş’a; hastalık öncesinde, hastalık sürecinde ve öldükten sonra da yazmış olduğu şiirlerden oluşuyor.
**Tek bir kadına sadık kalarak da şiir yazılabildiğini; şiirlerinin başrolündeki kişiyi hiçbir zaman değiştirmeden-
