Sen benden gideli çok oldu oğlum, önce sözlerin terketti birer birer, sonra gözlerin kaçtı korkakça...
Belki yoktu sende o sevda denen maya,belki ağır geldi bendeki bu deli sevda.
Sen benden gideli çok oldu oğlum,ağır ağır usul usul... ondandı ya acıtmaz sanmam güya alıştıracaktı zaman!!!
Ne büyük yanılgı, alev alev yanan bir yüreği sevdasızlığa alıştırmak sanki çocuk kandırır gibi, sanki insan oyalar gibi. Şimdi gördüm gerçekleri benim özüm sevmek iken ve sen beni layıkıyla sevmezken nasıl da kandırım kendimi ben. Ne büyük bir haksızlık ettim kendime ben, usulca gitmem gerekirken aşk dilendim senden. Oysa ben aşk kırıtınları ile yaşayamazdım bilmem gerekirdi benim hakkım olan gürül gürül bir Sevda idi. Aklım gitmeliydi başımdan, mantık çıkmalıydı hayatımdan, ben aşkla beslenmeli, büyümeli, çoğalmalı ve yine aşkla yanmalıydım sevilirken. Sen bir çiçeği susuz bırakır gibi, bir çocuğu ağlatır gibi, bir ülkeyi bombalar gibi gittin benden.Ben kaldım enkaz arasında, her bir hücrem paramparça, şimdi ne mantık kaldı, ne de bir zerre Sevda...
Yolun sonumu asla, nasıl Anka kuşu küllerinden yeniden doğuyorsa hayata, bende yeniden tutunacağım aşka ama bu sefer tek bir farkla! Hakkım olanı istemekten utanmadan,korkmadan hatta arsızca.Benim olayım bu , nasıl insan yemeksiz,susuz, havasız yaşayamazsa, bende aşksız kalınca acıkır, susar, solarım.Sadece bedeni doyurmak değil mağfiret ruha da gıda gerek. Hem benim gibi amacı sevmek olana bolca aşk gerek...