BRUUHH
Devletin en tepesi Cumhurbaşkanlığı resmi sitesi "Tayyip Erdoğan, 1973 yılında İmam Hatip Lisesi'nden, 1981 yılında ise Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu" diyor. Yani aradan geçen tam 8 sene. Bu 8 sene de kayıp. Marmara Üniversitesi resmi sitesinde üniversitenin 1982 yılında kurulduğu yazıyor. Yani Erdoğan'ın mezun olduğu tarihten tam bir yıl sonra.
Mevlana
Bir beytinde "Satrancı öyle oyna ki ta 700 sene sonra mat diyebilesin!" buyurmuştu. Keramet ki ne keramet!.. Unesco 1973 yılını onun 700. ölüm yıldönümüne adarken elbette bu beyitten habersizdi ve o, bütün dünyaya öyle muhteşem bir şah çekti ki..
Reklam
Astronomi ve Müslümanlar
Dünyanın yuvarlak olduğunu söylemiş ve dünyanın çapını, çevresini çok çok az bir hata ile hesaplamıştır. Kristof Kolomb dan 5 Asır önce Amerika kıtasından, Japonya'dan ve Ümit Burnundan bahseden odur. George Sarton, Biruni için: "beşeriyetin tanıdığı en büyük kafalardan biri demiştir." UNESCO 1973 yılını, Dünya Biruni Yılı ilan etmiştir. Çünkü Biruni'nin kendinden 1000 sene sonra yaşayan günümüz bilim adamlarını bile hala etkileyen ve hayranlık uyandıran görüşlere mevcuttur.
"Reis" olma farkı (!)
Devletin en tepesi Cumhurbaşkanlığı resmi sitesi “Tayyip Erdoğan, 1973 yılında İmam Hatip Lisesi’nden, 1981 yılında ise Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu” diyor. Yani aradan geçen tam 8 sene. Bu 8 sene de kayıp. Marmara Üniversitesi resmi sitesinde üniversitenin 1982 yılında kurulduğu yazıyor. Yani Erdoğan’ın mezun olduğu tarihten tam bir yıl sonra.
Devletin en tepesi Cumhurbaşkanlığı resmi sitesi “Tayyip Erdoğan, 1973 yılında İmam Hatip Lisesi’nden, 1981 yılında ise Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu” diyor. Yani aradan geçen tam 8 sene. Bu 8 sene de kayıp. Marmara Üniversitesi resmi sitesinde üniversitenin 1982 yılında kurulduğu yazıyor. Yani Erdoğan’ın mezun olduğu tarihten tam bir yıl sonra.
- " (…) Karaköy Gümrüğünde, Tekel Vergisiz Satışlar Mağazası… Sene 1973 veya 1974… Bulgaristan bandıralı bir yolcu gemisinden her seferinde karşılaştığımız, 50-55 yaşlarında bir karı-koca… Gemide, adam piyano çalıyormuş, kadın da şarkıcı imiş… Bizden alış veriş yaparlardı ve ahbaplık ilişkileri içinde bizim çocuklar onlara ufak tefek siparişler de verirlerdi… Bulgar gemisi geldiğinde, kendilerini hiç de belli etmeyen (!) siyasî şubeden polisler de orada arzı endam ederlerdi… Bir seferinde ben de o karı koca ile konuşurken, bana bir "Bulgarca – Türkçe" lûgat getirip getiremeyeceklerini sormuştum… Üzerimde asit kadar haşin bakışlar… Bizim çocuklar, beni dikizleyen adamların benden pirelendiklerini çıtlattılar… "Kaşkaval" dedikleri kaşar veya kaşarı andıran peynirden getirmelerini söylesem mesele yok… Ama lûgat istemek de ne demek!.. Sonradan, o karı kocanın casus olduklarına ve onlarla fazla samimi olmamam gerektiğine dair ikaz da yapıldı!..
Sayfa 295 - 296 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.