Yaren Şengül

Özel sebeplerim var. İnsanların arasına karışmamı engelleyen.
Reklam
Zaten herkesin sahip olduğu tek hak yalnız kalıp diğer insanların rahatsız etmesinden uzak durmaktır.
Çünkü kasaba doktorsuz kalamaz,” dedi. “Bir tek gün daha kalamam burada,” diye cevap verdim. Dişlerimi sıkarak beklemeye başladım. İlk kez şunu anladım: ben satılmış bir insan, yani bir köleyim.

Reader Follow Recommendations

See All
Sonra kadının biri rahatsız diye Avrupa’da bir klinikten çağırdılar. Ateşi varmış. Onu da kurtardım. Bütün bu tecrübeleri edindikten muhtaç olduğunda diğeri bunu kendine görev edinir. Çünkü birini ölümden ya da umutsuzluktan kurtarırsanız bunu içinizden gelen duyguyla yaparsınız.
Sessiz kalışımız ilk kez içten bir konuşmaya benziyordu.
Reklam
Benimle konuşmak istiyordu. Fark ettim. Konuşmalıydı ve ben de ona yardım etmek için susmalıydım.
“…Bana önceden nasip edilen hayatımın amacını iyice kavrıyorum. Memnunum. Diğerlerinin daha yüce amaçları olabilir ama Bartleby, benim bu dünyadaki misyonum senin uygun gördüğün süre boyunca kalabileceğin bir iş yeri temin etmektir.” İnanıyorum ki iş yerime ziyarete gelen arkadaşlarım, sormadığım acımazsız fikirlerini zorla belirtip durmasalardı, bu bilge ve kutlu ruh hâlim devam edecekti. Genellikle bağnaz kafalardan çıkan sesler, daha cömert kişilerin kararlarını da en sonunda yıpratır.
O, çıkmak için kapıyı açtığında Kerpeten göz ucuyla beni yakalayıp elindeki belgeyi geçirmesi için mavi mi yoksa beyaz kâğıt mı tercih ettiğimi sordu. Tercih kelimesini bilerek vurgulamamıştı, ağzından kendiliğinden çıktığı belliydi. Benim ve kâtiplerimin, akıllarını olmasa da dillerini bozan bu çılgın adamdan kurtulmam şart diye düşündüm ama bu haberi hemen söylememem daha akıllıca olurdu.
…gençliğimden beri en kolay yaşamın, en iyisi olduğuna gönülden inanmış bir adamım.
Reklam
+Evet, cesaret... Evet, cesaretli olunabilse… -Peki ne olurdu? Ne düşünüyorsun? +O zaman hayat belki de yaşamaya değer olurdu.
Bir kadın ne yaparsa yapsın bu kitaplarda eleştirmenlerin kesin olarak bulunduğunu söylediği o ebedi hayat pınarını bulamaz. Bunun tek nedeni bu kitapların erkeklerin meziyetlerini göklere çıkarması, değerlerini dayatması veya onların dünyasını anlatması değildir. Asıl neden, bu kitaplara nüfuz etmiş duyguların kadınlar tarafından anlaşılmaz olmasıdır.
Acaba zihinlerimizin de bedenlerimiz gibi cinsiyeti var mıydı? Tam bir memnuniyet ve mutlu­luğa erişmek için onların da birleşmesi gerekiyor muydu?
Babaları ya da anneleri üzerinden geçmişi düşünebiliyor. Daha önce de söylediğim gibi kadın yazarken geçmişi anne ve büyük anneleri aracılığıyla düşünür.
…insanın kendi cinsini övmesi her zaman şüphe uyandırır, çoğu kez de saçma bulunur; hem de, bu durum için söylediklerim nasıl doğrulanabilir ki? Bir dünya haritasına bakıp Amerika’yı Kolomb keşfetti ve Kolomb bir kadındı; ya da elinize bir elma alıp yerçekimi yasasını Newton buldu ve Newton bir kadındı diyemezsiniz ki. Yahut gökyüzüne bakıp uçaklar havada uçuyor ve uçakları kadınlar icat etti de diyemezsiniz. Duvara kadınların boyunu kesin olarak ölçebileceğimiz bir işaret konmamıştır. İyi bir annenin niteliklerini, bir kız evladın bağlılığını, bir kız kardeşin vefasını ya da bir temizlikçinin kabiliyetlerini ölçebileceğimiz, birer santimlik dilimlere güzelce bölünmüş bir mezuramız yoktur elimizde
484 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.