Seni sensiz sevmeyi, beni bensiz sevmenle öğreten de, ruhuma işleyen de sendin ey Yâr!
“Aramız” var mı ki, korkumuz olsun!?
Seni; senle temsil olunanı, seninle; suretinle dahi kayıtlamaksızın sevdik biz ey Yâr.
Böylesi Bi Sevmek değil miydi Zaten istediğin?!
“Buyur Gel” demeni beklemedim ki “Çek Git” demenden korkayım!
Ayrı- gayrı kaydında olanların gel-git sevdalarından bize ne ey Yâr!
Olur ya belki bir gün okursun diye yazıyorum sana bu satırlarımı... Çünkü sana söyleyemediğim çok şey var içimde. O kadar yarım kalmışım ki sana, dilediğim gibi sevemedim ben seni. Yakınında olmaya çalıştıkça sana, hep mesafe koydun araya verdiğin mutlulukların bile emanetti senden bana kalan... Benim ol istedim beni sev istedim. Biliyorum bunlar da geçecek sadece biraz zamana ihtiyacım var.
Mektuplar aldım sevindim,
Birinde denmiş geliyorum.
Öbüründe yazılmış geleceğim.
Bekledim, bekliyorum.
Bir yaşam verdim.
Açtım bir başkasını,
Uzun uzun yazmış gel.
Okumadan arkasını
Gittim, gidiyorum
Bir başka yaşama bedel.
Biri demiş sen, biri demiş ben.
Seni ben anladım, beni sen.
Bir yaşam daha verdim
Beklerken, giderken, dönerken.
Kaldı elimde üç beş mektup,
Üç beş yaşam.
Bir onları da açsam, okusam
Önceki yaşamları unutup
Ya beklesem, ya da gidip arasam.
"Sen sanıyor musun onca sabahına varamadığım gecenin ahı yerde kalır.
Sen sanıyor musun beni her gün öldüren bu devran seni huzurlu bırakır.
Allah büyük..."