öl desen ölürdüm,
yan desen yanardım,
sev dedin sevdim,
anlamadın…
kopup gitmek miydi muradın
zifiri karanlığım?
hani hüznünde yıkardın yüzünü
her şafak söktüğünde
sabah ezanlarının?
o ezanlarda hâlâ senin duaların…
ah can,
ah canım,
sevdalım,
bu şehr-i istanbul gibi karışığım,
ne vazgeçebildiğim,
ne yaşadığım…
mümkünü yok ki
unutmamın…
İstanbu’u sevmek gibi sevdim seni ben
İstanbul’a hasret gibi sensiz yaşadım