80li yılların ortaları...
İzmir'de Güneş Gazetesinde çalışıyorum...
Bir hafta sonu O'nunla birlikte Denizli'de maça gidiyoruz...
Uçağın olmadığı yıllar...
Mecburen karayolu...
Otoban da yok...
4 x 4 de...
4 saat gidiş, 4 saat dönüş...
O arkada, ben önde şöförün yanında...
Yol boyu futbol, gırgır, şamata...
Birara
Yine de benim kara yüreğim seni arar.
Sevdim o şen tenini, özgür, ince sesini.
Benim esmer ve şaşmaz ve tatlı kelebeğim buğday ve güneş gibi, gelincik ve yosun gibi.
beni güzel hatırla!
bunlar son satırlar...
farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.
uyandın ve ben bittim...
"Saçlarıma vurdu,
Ayrılık ayları:
Bir seni çok sevdim;
Bir de baharları...
Bilirsin sen beni:
Ne çok sevdim seni!
Ah seni bekleyeli,
Belki 14 bahar geçti."
Melih Görgün - 14 Bahar
İnsanlar içinde bir sana inandım
Bir seni sevdim kendimden başka
Uykularımın bölündüğü saatlerde
Sendin düşündüğüm soluk soluk
Sivri bıçaklar gibiydin karanlığımda
Gözümü yumsam seni görüyordum
Oynak türkülere benziyen yürüyüşünle
Sen çıkıyordun karşıma
Karanlığımda
İki yıldızdı ellerin görülmedik
Karanlığımda
Bir orman yangınıydı dudakların
Ümit Yaşar Oğuzcan