☘Bir yer var. Iyiliğin ve kötülüğün ötesinde. Seninle insallah orada buluşacağız. ☘O gün hic hesaba katmamış oldukları şeyler Allah tarafından karşılarına cikariliverilecek. ☘Kendimi anlatmak icin seni yalnız bulamam, zaten bulsam da kendimi bulamam. ☘Verem de O, alan da O; nedir senden gidecek? Gören de bu can senin zannedecek...
“Ya RAB, sana sığınıyorum. Utandırma beni hiçbir zaman! Adaletinle kurtar beni! Kulak ver bana, Çabuk yetiş, kurtar beni; Bir kaya ol bana sığınmam için, Güçlü bir kale ol kurtulmam için! Madem kayam ve kalem sensin, Öncülük et, yol göster bana Kendi adın uğruna. Bana kurdukları tuzaktan uzak tut beni, Çünkü sığınağım sensin. Ruhumu ellerine
Reklam
“Lütfum seni iyileştirmek içindir, Kahrım da yine senin iyiliğin içindir. Sen kahrımdaki hikmeti anlamadın. O yüzden şaşırdın kaldın. Oysa onda senin için binlerce iyilik vardır.” (Mevlânâ, Divan-I Kebir’den)
“Yanlış şeyler yapan sürüylen insan var,” dedi Lift. Her kelimeyi söylemek için zorlanması gerekiyordu. Konuşmak zordu. Düşünmek zordu. Çok zordu. “Sen... Sen büyük suçluları avlıyabilirdin, katilleri. Ama sen beni seçtin. Niye?” “Başkaları nefret verici olabilirler ama onlar Issızlık’ı bu dünyaya geri getirebilecek olan sanatları kurcalamıyorlar.” Kelimeleri ne kadar da soğuktu. “Senin olduğun şeyin durdurulması gerekli.” Lift kendisini uyuşmuş hissediyordu. Süperliğini çağırmaya çalıştı ama hepsini kullanmıştı. Büyük ihtimalle daha bile fazlasını. Karanlık ona doğru döndü ve iterek duvara dayadı. Lift ayakta duramıyordu ve yere çökerek oturdu. Wyndle yanına gelerek sürünen sarmaşıklardan bir yıldız deseni hâlinde yayıldı. Karanlık yanında diz çöktü. Elini yana uzattı “Ben onu kurtardım,” dedi Lift. “Ben iyi bi şey yaptım, di mi?” “İyiliğin bir anlamı yok,” dedi Karanlık. Parekılıcı avcunun içine düştü. “Senin hiç umurunda bile diil, di mi?” “Hayır,” dedi Karanlık. “Değil “Olmalı,” dedi Lift tükenmiş hâlde. “Senin de... Senin de denemen gerek. Ben de senin gibi olmak istediydim, bi keresinde. Olmadı. Hayatta olmaya... Bile benzemiyodu...”
Kralların kralı Dareios'un ölümü
Sürücüleri olmadığı için oradan oraya savrulan kadın ve çocuklarla dolu arabaların önünden geçtiler. Dareios'u orada bulmayı umduklarından en öndekinin peşinden gitmeye koyuldular. Zahmetli bir arama sonucunda onu, hançer yaralarıyla delik deşik olmuş, bir arabanın içinde yatar buldular. Ölmek üzereydi, yine de su istedi ve birkaç yudum aldıktan sonra, kendisine suyu veren Polystratos'a son sözlerini söyledi: “Başıma gelen felaketlerin en acı olanı da bana yapılan iyiliğin karşılığını veremememdir. Ama yaptığın bu iyilikten dolayı İskender seni ödüllendirecektir. Kendisini de annem, karım ve kız kardeşlerime gösterdiği merhametten örürü tanrılar ödüllendirecektir; senin aracılığınla sağ elimi İskender'e uzatıyorum." Bu sözlerin ardından Polystratos'un elini tutarak son nefesini verdi.
Sayfa 238Kitabı okudu
Miša: Almanca bilen Mordovya mahkûmu
Mişa, Mordovya'da, ormanın derinliklerindeki bir çalışma kampı­na gönderildi. Altı ay sonra, kampın komutanı, Lena'yı, şimdi yeni eşi ve en sonunda sahip olduğu oğluyla birlikte yaşadığı dairesinde ziyaret etmek üzere Moskova'ya geldi. Kamp komutanı dünya üze­rindeki en parlak zekaya sahip insanlardan biri değildi muhakkak, fa­kat belli ki yumuşak
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.