Birbirimizden Öğrendiğimiz Şey İnsan - Garib Çoban
Birbirimizden Öğrendiğimiz Şey İnsan - Garib Çoban Büyük imtihanlar, kendinden en emin olduğun zamanlarda vuku bulur. Malûmunuz; insan daima iddiasından vurulur. Böylelikle, kesinlik kavramını lügâtimden çıkardım. Beyaz kirlenebilir, siyah da tozundan arınabilir. Emin olmamanın, emin olmaktan daha güvenli olduğuna inanıyorum. Öyle garip bir
Sen kendinin habercisisin, bahçemin kapısından geçip giden yabancı sensin. Ve kendimin habercisiyim ben de ağaçlarımin gölgesinde otursam da hareketsizce.
Reklam
Elimi kaburgalarımın kökündeki kanlı boşluğa götürdüm. Parmaklarımdan adı damlıyor: Isolde. Neredesin? Tristan. Onu ben de içmedim. Aşk iksiri yok, yalnızca aşk var. İçtiğim sendin. Tristan, uyan. Yaradan ölme. Geceyi benimle paylaş, sa­bah birlikte ölelim. Gözleri solgun, nefesi durgun. Onu ilk gördüğümde de solgun ve hareketsizdi, onu öpüp hayat verdim, ama o kul­landığım hünerin bu olduğunu hiç bilmedi. Tristan, dünya biz içinde birbirimizi bulabilelim diye ya­ratıldı. Şimdiden soluyor dünya, denize dönüyor. Nabzım seninkiyle birlikte çekiliyor. Ben senden ayrılamam. Ben senim. Dünya hiçbir şeydir. Ona aşk biçim verdi. Dünya hiçbir iz bırakmadan yok oluyor. Geriye aşk kalıyor.
Emperyalous: gerekçe olmadan gücü veya otoriteyi ele geçirmek; kibirli ve egemenlik. Zaman zaman zihni tanımlamak için mükemmel bir kelime. Ele geçirir ve seni derin karanlık bir deliğe itmeye çalışır. Senin gibi geliyor, ne konuştuğunu biliyor gibi, ama öyle mi? Gerçekten mi? Kafanda başkalarıyla konuşuyorsun. Ya kızgınsın ya korkuyorsun ya da her ikisi de. Çok abartıyorsun. Kurban sensin ya da belki de son zamanlarda hepimizin kurban olduğuna ikna oldun. Düşüncelerin kontrolü ele geçirdi. Şu anda arka koltukta oturmuş korkunç, hayal edilen bir gelecek olayında yaşıyorsun. Kalbin batıyor ve bu büyük umut hissi kayıp gidiyor. Zamanı geldi. Tamam o zaman. Kendini yakala. Bu sen değilsin. Bu sen değilsin. Kafandaki o emperyalist sese hareketsiz olmasını söyle! Dur, dur. Kafandaki duyguları ve resimleri salla. Bırak gitsin. Rahatlamayı hisset. Seni ne kadar kontrolden çıkarabileceğini fark et. Bir dahaki sefere daha bilinçli olacağına yemin et. Bunu halledersin. Uyanıyorsun.
İMPERIOUS: gerekçe olmadan gücü veya otoriteyi ele geçirmek; kibirli ve egemenlik. "Düşünme" şeklimizi tanımlamak için mükemmel bir kelime. " Bizi ele geçirebilir, kolayca derin karanlık bir deliğe çekebilir. Tıpkı senin gibi konuşuyorum, ne konuştuğunu biliyormuş gibi davranıyorum. Ama gerçekten öyle mi? Kritik, çok seçici ve yargılayıcı. Olumsuz konuşmaları tekrar oynatmayı ve tekrar yaşamayı sever. Suçlamayı seviyor. Seni ikna ederek iyi bir iş çıkardı, kurban sensin. Varsaymayı ve çoğunu abartmayı seviyor, çok daha büyütüyor. Kendin ve diğer herkes hakkında neyi seviyorsa onu düşünmesini kontrol ettin. Kendi "düşüncene" hayatının hüküm sürmesini verdin. Şimdi, arka koltukta oturuyor, olmamak istediğin yerde yaşıyorsun, dikkatini dağıtmak için elinden geleni yapıyorsun, ondan kaçabilmeyi diliyorsun ama öyle olacağını düşündüğün gibi olacak. Ve kalbini batarken bulduğunda umudun kayıp gidiyor.. Ve üzgün olduğunda, öfkeliyken, kaybolduğunda, vazgeçmiş gibi hissettiğinde.. Zamanı geldi. İşte orada. Tamam o zaman. Kendini yakala. Bunun sen olmadığını fark et. Kafandaki o emperyalist sese hareketsiz olmasını söyle! Sadece konuşmasını engelle. Hisleri ve tüm resimleri kafandan, vücudundan çıkar. Seni ne kadar kontrolden çıkardığını fark et. Bırak gitsin ve rahatlamayı hisset. Bir dahaki sefere daha bilinçli olacağına yemin et. Tekrar ve tekrar yap. Bu uyanma sürecidir. Yaptıkça kolaylaşıyor. Bunu halledersin.
kafamı, yazdığım masanın üzerine vurup patlatmak gelse de içimden, seni bir an göremem diye korktuğumdan vazgeçiyorum. işte bak kokuların yine geldi, gözüm dalıyor ufkundaki şemaline. ah yüreğimin ilk meltemi. nasıl akıp terk edeceğim ayak izlerini. sensiz bir çöl akrebi kadar durgun, hareketsizim; dayanamıyorum. lakin dayanmalıyım, çünkü bildiğim tek hayat sensin. bu yüzden gülümsüyorum hâlâ, seni, acılarımı hatırlattığın için çok anlıyorum. geçecek biliyorum bu travmalar, bu özlediğim hayat bitecek, şu şekilsiz gölgeler renklenecek.
Sayfa 56 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
49 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.