- Sen hayatında her şey yapmış bir kadınsın. Fakat hiç birine alışamamışsın, hiç birinde ihtisas kazanamamışsın: Evlendin, fakat tam mânasıyla zevce olmadın; sevdin, fakat yekpare bir aşkın olmadı, birçok hâdiseler en büyük ihtirasın billûrunu kırdı; seyahat ettin, fakat sende bir seyyah melekesi teşekkül etmedi; birçok hafiflikler yaptın, barlarda, balolarda, tiyatroların kulis aralarında yaşadın, fakat bir kokot pişkinliği elde edemedin; tercemeler yaptın, fakat bir satır yazı neşretmedin; çocuklara bayılıyorsun, fakat ana olmadın; her emelin, her gayenin büyüklüğünü ve güzelliğini anlıyorsun, fakat hiç bir emelin ve gayen yok; bir çocuk saflığıyla en basit yalanlara inanabilirsin, fakat hiçbir şeye iman etmiyorsun.
Birdenbire avucunu ağzıma kapadı:
-Sus! dedi, seni Makbet'teki cadılara benzetiyorum. Tüylerim ürperiyor... Zekânın aynasında kendimi korkunç görüyorum.
-Ben senin gibi insanlar tanımadım değil. Hatta kadınlardan daha çok. Bunlar bizim memlekette âdeta bir sınıf teşkil ederler. Hem de hepsi asil dediğimiz ailelere mensupturlar.
-Sus! Ben yalnız olmak isterdim.
-Hiç kimse bir zümreye mensup olmaktan kurtulamaz. Bununla beraber içlerinde en tipik örnek sensin. Çok hızlı gidiyorsun sen.
-Bizim sonumuz ne olur?
Fakat cesur bir cevabımdan o kadar ürktü ki hemen gözlerini sımsıkı yumdu:
-Söyleme, dedi, haydi, içelim.
İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu”
- Ya benden sıkılırsa?
- Ya beni aldatırsa?
- Ya beni eskisi kadar sevmiyosa?
Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
"Benden bir hata gibi bahsediyorsun," diyen Evelyn kocasına alınarak yanıt verdi.
Julian kararlı tavrını bozmadı. Kendinden emin bir sesle: "Sana dair tek hatam, seninle buraya geldiğin ilk günden evlenmemekti," dedi.
Evelyn'in gözleri parladı ancak kocası konuşmaya devam etti: "Sen benim en güçsüz yanımsın sevgilim, ancak en güçlü yanım da sensin! Söz konusu senken üstesinden gelemeyeceğim tek bir şey olmadığını biliyorum. Bana her şeyi, tüm delilikleri, tüm aptalca şeyleri, en cesur kahramanlıkları, dünyaya kafa tutmayı ya da onu hiçe saymayı... Kısaca her şeyi... Her şeyi, ancak sen yaptırabilirsin, Rosa!"
Istanbul'un kenar mahallelerinin birinde yaşayan bir kadın padişahla görüşmek ister huzura kabul edilir. Kadın "evime hırsız girdi suçlu sensin" der. Sinirlenen kanuni "Bana bak kadın sen niçin bu kadar derin uyku uyudunda evine giren hırsızı duymadın ?"der. Bunun üzerine kadın "kusura bakma padişahım biz seni uyanık sanırdık evimizde o yüzden rahat uyurduk "demiş.Kanuni kadını haklı bulmuş çalınan parasını ve mallarını ödemiş..
SEVİ ŞİİRİ
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
''Bilirim ki, kader yazılmış, defteri dürülmüş kaldırılmış, mürekkebi de kurumuştur. Ama her an yaratma halinde olan da Sensin. Öyleyse Sen yazılmış kaderleri bile geri çevirirsin. Benim kaderim işte az önce geldi, karşıma dikildi. Çevirme benim kaderimi geri. Onu bana çok görme.''
Düşünsene,onu çok seviyorsun o kötü biri olamaz,olmamalı.Ama sevmeye devam ediyorsun.Bakışlarını,ellerini,baktığı herşeyi.Sorun ne biliyor musun Ee...? Eğer sen zannettiğim adam değilsen,şu hayatta artık nefret edeceğim çok şey var demektir.Yürüdüğüm yollar,dinlediğim şarkılar,tenine değen güneş,seni sen yapan,senin sevdiğin herşey,ben dahil herşeyden nefret edeceğim.Ama devam edeceğim sevmeye çünkü insan devam eder sevmeye E. Bakışların bakışlarımı kucaklasaydı hiç değilse gözlerimiz sevgili olsaydı böyle uzaktan.Ben yinede dünyayı affedebilirdim. Merhem bulamadığım yaralarımın olmadığı anlamına gelmez ki.Benim yaram sensin hiç kapanmasını,bitmesini,sonunun gelmesini istemediğim en büyük yaram. Bu kadar kör olamazsın ,olmamalısın. Yıldızlara bakıpta hayalini kurduğum kişi giderse diğer herkes niye dursun ki..
EVET,SENİ SEVİYORUM !!