Eskisi kadar özlemiyorum seni, Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda. Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor. Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık. Biraz yorgunum. Biraz kırgın. Biraz da kirletti sensizlik beni! Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama “İyiyimler” yamaladım dilime. Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak, Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni. Gel diye beklemiyorum artık, Hatta istemiyorum gelmeni. Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde. Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum. Benim derdim yeter bana banane! Alıştım mı yokluğuna? Vaz mı geçiyorum, varlığından? Tedirginim aslında, Ya başkasını seversem? İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem. Özdemir Asaf
Biraz yorgunum.. Biraz kırgın.. Biraz da kirletti sensizlik beni! Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama “İyiyimler” yamaladım dilime. Özdemir Asaf
Reklam
Küçücük bir tebessümle öldürdün beni Kimse fark edemedi. Kalabalık şehrimin ortasında Sana şehit düştüm! Ama şehrim güzeldi, Sen güzeldin, aşk güzeldi Seninle başlayan sensizlik bile güzeldi... -Mesud Topal
Ben tadı olmayan bir kentin çocuğu oluyorum artık.Sensizlik kimine göre büyütülecek bir şey değil ama ben her şeyden önce seni çok büyütmüşüm içimde.İnsan birini içinde büyüttüğünde zaman zaman nefes bile alamıyor.
Gitme desem faydası yok. Yine içime kapanıyorum. Suskunlarım, konuşak bir şeyimin olmadığından değil. Konuşsam faydası olmayacağından. Umarım bu sensizlik denen şeyin öldürücü bir yan etkisi yoktur. Umarım en kısa zamanda dönersin. Söyleyeceklerim senin için çok da önemli şeyler değil. Ben özet geçeyim en iyisi. Seviyorum.
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Sensizlik denilen meret tıpkı hiç yüzmeyi bilmeyen birinin suya ilk girmesi gibi bir şey, boğulmamak için ne kadar çırpınsa da, su onu içine çeker. Ve bende bu haldeyim. Ne zaman gözlerini görsem, sanki okyanusun derin sularında boğuluyorum. Ne kadar çırpınsam da, o gözlerin aklımdan çıkmıyor. İçinde ''Sen'' olan bir cümle ile savaşmaktan kurtulamıyorum. Nasıl bir savaştır bu? Ortada sen yoksun, ama ben yokluğunla yarışıyorum. Evet haklısın bu savaşın galibi sensin. Çünkü hiç yoksun, olsan da bir şey değiştirmez zaten. O gözlerine mağlup düşerim. Ben beyaz bayrak atıyorum artık. Teslim oluyorum o güzel gözlerine ve gülüşüne. Savaşsam da bir şey değişmeyecek zaten. Canı yanan, üzülen, kırılan, kırılmak mı? Paramparça olan taraf ben olacağım. Sensizlik denen meret ile savaşım bitti artık. Namağlup sen kazandın. Kaybettiğin tek şey sevmediğin birinin, o güzel aşk dolu sevgisi... Üzülme... (Benim kadar sevilmeyeceksin) Ahmet Balaban & Ömür Yarım
Ömür Yarım
Ömür YarımAhmet Balaban · Dokuz Yayınları · 201466 okunma
Reklam
Sensizlik denilen meret tıpkı hiç yüzmeyi bilmeyen birinin suya ilk girmesi gibi bir şey, boğulmamak için ne kadar çırpınsa da, su onu içine çeker. Ve bende bu haldeyim. Ne zaman gözlerini görsem, sanki okyanusun derin sularında boğuluyorum. Ne kadar çırpınsam da, o gözlerin aklımdan çıkmıyor. İçinde ''Sen'' olan bir cümle ile savaşmaktan kurtulamıyorum. Nasıl bir savaştır bu? Ortada sen yoksun, ama ben yokluğunla yarışıyorum. Evet haklısın bu savaşın galibi sensin. Çünkü hiç yoksun, olsan da bir şey değiştirmez zaten. O gözlerine mağlup düşerim. Ben beyaz bayrak atıyorum artık. Teslim oluyorum o güzel gözlerine ve gülüşüne. Savaşsam da bir şey değişmeyecek zaten. Canı yanan, üzülen, kırılan, kırılmak mı? Paramparça olan taraf ben olacağım. Sensizlik denen meret ile savaşım bitti artık. Namağlup sen kazandın. Kaybettiğin tek şey sevmediğin birinin, o güzel aşk dolu sevgisi... Üzülme... (Benim kadar sevilmeyeceksin)
Ve Yalınayak bir İntihardır sensizlik, Kıyılarında kaybolduğum.. Ve Sen ne zaman aklıma gelsen, Ben yokluğunla boğulurum ...! ! !  yAsin YeşiLtepe
Garson: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! Cemal Süreya: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? Garson: Anlamadım efendim? Can Yücel: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun… Garson: Anlıyorum efendim… Neyse, ne alırdınız? Nilgün Marmara: Sen ne getirdin bana çocukluğundan? Garson: Çocukluğumdan mı? Siz ne isterseniz mutfaktan onu getireceğim işte. Edip Cansever: Bu aralar ellerim hep üşür benim. Doktor ‘kansızlık’ der, ben ‘sensizlik’ derim. Nilgün Marmara: Üşümüşüm, düşlerimin üzeri açıktı. Garson: Ekrem klimayı aç oradan, çattık ya! Tomris Uyar: Bazen sessiz kalmak, kırıldığını göstermenin en iyi yoludur. Garson: Estağfurullah efendim, ne kırılması, bugün kötü bir gün sanırım benim için. Yaşar Kemal: Gülümse karamsarları şaşırt, gülümse güller açsın yüzünde, gülümsemenle yayılsın ışık, dünyayı ısıtmasan da güneş gibi çevreni ısıt. Garson: Ekrem klimayı kapat, gülümsüyorum…
Zaten bu benimki sevda değil... Sensizlik...
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.