Eskisi kadar özlemiyorum seni, Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.. Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.. Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık. Biraz yorgunum.. Biraz kırgın.. Biraz da kirletti sensizlik beni! Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama “İyiyimler” yamaladım dilime. Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak, Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.. Gel diye beklemiyorum artık, Hatta istemiyorum gelmeni.. Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde. Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum Benim derdim yeter bana banane! Alıştım mı yokluğuna? Vaz mı geçiyorum, varlığından? Tedirginim aslında, Ya başkasını seversem? İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem
Gidişinin ardından kalan olmaya alışmakla geçen bu kaçıncı bahar, artık saymayı bıraktım ben. Gördüm ki sayınca da azalmadı sensizlik biraz bile. Belki de kabulleniş dedikleri bu; insan alışmaya kabul edince mi başlıyordu yaşadıklarını peki..
Ertelenmiş bir ömür var ayaklarımın dibinde...
Sonra yaşarım, sonra severim
Ah sonra sarılırım dediğim...
Sonrası özlem işte,
Sonrası sensizlik,
Sonrası sessizlik...
Gönlüm seninle bir bahçe,
İçinde en güzel çiçekler açan,
Gözlerinde yıldızlar parıldarken,
Kalbim seninle sonsuza kanatlanan.
Sözler yetmez anlatmaya,
Seninle her an başka bir dünya,
Sensiz bir gün dahi, yalnızca hayalet,
Sensizlik bir derya, ben kaybolmuş bir sandal
Sana gülmek yaraşırdı,
Bana ağlamak
Sana gitmek yaraşırdı
Bana arkandan bakmak.
Sana gökyüzü yakışırdı
Bana gri bulutlar.
Sana sen yakışırdın.
Bana sensizlik..