Müminin dili kalbinin arkasındadır.
Bir şey konuşmak istediği zaman önce onu kalbiyle düşünür. Sonra onu diline döker.
Münafığın diliyse kalbinin önündedir. Bir şeyi kastettiğinde onu diline döker , kalbiyle düşünmez.
Okur Takip Önerileri
“Gayesiz olmayınız. Gayesiz olmak ot olmaktır. Yaradılış amacınız üzerinde kafa yorunuz. Kâinat içerisinde insanlığın, insanlık içersinde mensub olduğunuz ümmetin, ümmet içersinde şahsınıza görev ve sorumlulukları üzerinde düşününüz. Rolünüzü iyi oynamak, onun ne olduğunu bilmekle mümkündür.”
Doğrusu okumak gibi tatlı şey yok! Başka her şey insanı kitaptan daha çabuk yoruyor !...
Cehaletini gizlersen kimse sana vurmaz ve asla öğrenemezsin.
Hata yapmaktan korkuyorsun. Korkma. Hatalardan fayda sağlanabilir.
Bu yavruda Resulullah'ın (s.a) duası gerçekleşecek ve onun neslinden on tane değerli âlim zat gelecekti. Hiç şüphesiz Allah senin imanının samimiyetin gayet iyi biliyordu. Sana cennet müjdesi Resulullah'in (s.a.) diliyle verilmişti.
“Cennet'e girdim, bir ayak sesi duydum. Bu kimdir? diye sordum Bu Gumeysa binti Milhan Enes b. Malik'in annesidir, dediler.”
Sen İslâm'ın Mekke fethi düğününde bulundun. Daha sonra da Müslümanların Huneyn'de çektikleri sıkıntıyı gördün. Sen hamile olduğun halde pek çok kahramanların bile geri dönüp kaçtıkları sıkıntılı bir vakitte kocan ve bir avuç müminle birlikte Resulullah'in (4) etrafında sarsılmaz bir kale gibi dimdik ayakta kaldın. Resulullah'ı (sa) canın gibi savundun. Nihayet Allah, Resulüne (s.a.) ve müminlere zafer ihsan etti. Mücahid ordu Medine'ye dönüyordu. Nihayet Medine'ye yaklaşınca senin sancıların başladı. Çok şiddetli sancılar hissediyordun. Sen ve eşin biraz beklediniz. Fakat eşin gece sessizliğinde Rabbine yakarıyor, Resulullah (sa) ile birlikte Medine'ye girmeyi arzu ettiğini ifade ediyordu . İşte o anda senin doğum sancıların gidiyor ve eşine bu durumu bildiriyordun. Hemen ilerleyen ordunun peşinden gidiyor ve orduya yetişiyordunuz. Medine’ ye ulaştıktan sonra ikinci defa doğum sancılan başlıyor . Çocuğu dünyaya getiriyor. Enes küçük yavruyu alıp Resulullah'a (sa) götürüyor. O da ağzına hurma verip ona Abdullah ismini koyuyordu.
İlahi Ümmü Süleym! Sen ne muazzam bir imana sahipsin! Sen kadar sabırlı bir hanımsın! Ne büyük bir fazilete sahipsin! Senin kocana karşı süslenip ona sevgiyle yaklaşman ne kadar güzel!
Cigerparen olan evladının ölüm acısına ve üzüntüsüne nasıl dayanabildin? Sevabını yalnız Allah'tan bekleyerek, sadece Allah rızası için sabredip kocana iyi bir eş olarak onunla birlikte vakit geçirirken sevgili yavrunun acısıyla kıvranan, yanıp tutuşan nefsini nasıl tutabildin? Bu gerçekten çok derin, sadık ve içten bir imandir!
Allah, Resulünün (s.a.) sen ve kocan için yaptığı duasını kabul etti .O gece sen hamile kaldın. Hamileliğin ağırlaştığı zaman kocan Ebu Talha'nin Resulullah (s.a.) ile birlikte yeni bir gazveye hazırlandığını gördün. Sen Resulullah (s.a.) ile birlikte böyle bir cihadın şerefine nail olmak için ısrar ettin. Halbuki hamileliğinin son aylarını yaşıyordun. Yol yorgunluğu, yolculuk sıkıntısı, hareket meşakkati, binek temin etme zorluğu ve dehşetli sıcaklık sebebiyle kocan sana acıyordu. Gidip senin de kendisiyle birlikte sefere çıkman için Resulullah'tan (s.a.) izin istedi. Resulullah da (s.a.) senin metanetini cihada olan sevgini gayet iyi bildiği için sana izin verdi.
PRENS
Hüzünlü bir barış bu sabahın getirdiği.
Güneş, kederinden gösteremiyor yüzünü.
Gidip uzun uzun konuşalım bu üzücü şeyleri,
Kimi bağışlanacak, cezalanacak kimi.
Daha acıklı bir öykü yoktur, bunu böyle bilin
Bu öyküsünden, talihsiz Romeo ile Juliet'in.
Sayfa 132Kitabı okudu
JULIET
Hayal gücü , sözden çok tözüyle zengin olduğundan ,
Özüyle övünür , sözüyle değil ;
Dilencidir ancak servetini sayanlar ;
Benim sevgimse öyle büyüyüp çoğalmış ki ,
Varlığımın yarısını bile saymak gelmez elimden .
Sayfa 63Kitabı okudu