Hiçbir şey söylemedik çünkü söylenecek o kadar çok şey vardı ki hiçbir dil buna yeterli gelmezdi. (William Saroyan)
. dün kendilerini çarpmış,bu nedenle başkalaşmışlardır, dünün felaketinden önceki hallerinden farklıdırlar
Sayfa 302 - İstos yayınlarıKitabı okudu
Helene Dumas( Tutsi Katliamı üzerine)
Devletten gizlenebiliriz ama komşulardan asla
Sayfa 302 - İstos yayınlarıKitabı okudu
Çocuklar " Bu Türk 'tür,bu Kürt 'tür,bu Ermeni 'dir " demezler ki! Hep birlikte oynuyorduk
Sayfa 130 - İstos yayınlarıKitabı okudu
Türk Dilinin önemi (Despina Portokali)
PR bölümünde yer alıyordum. Çünkü başka Türkçe bilen yoktu. Bu dil bana çok kapı açtı, yardımcı oldu.
Sayfa 112 - İstos yayınlarıKitabı okudu
Unutmayın kötülük her yere yetişir,her yere ulaşır
Sayfa 94 - İstos yayınlarıKitabı okudu
Konstantinos Delikostantis
Biri bana "kendini Cenevre'de mi daha yakın hissediyorsun, İstanbul 'da mı?" diye sorduğunda " İstanbul'da diyorum" çünkü buradaki insanların kültürü bize daha yakın. Onun için böyle düşününce bu tarihî iki ülke ,iki millet arasında olanlar bitsin. Artık bitsin!
Sayfa 103 - İstos yayınlarıKitabı okudu
Palamas'dan
....yuvama, saksıma, sabahıma, mıknatısıma gidiyorum.
Anamın sıcaklığına , kutsal baba evine gidiyorum
Sayfa 74 - İstos yayınlarıKitabı okudu
Sık rastlanılan ama her zaman etkisini koruyan bir cümle;
"Hayatında hiçbir zaman hiçbir şeyi almalarına izin verme. Eğer verirsen geri alamazsın."
Sayfa 111Kitabı yarım bıraktı
1938’e kadar burada Fransız yönetimi vardı altı köyü ve bir de Öküzköprü dedikleri Karaçay var üzerine baraj yapılan, orada da Ermeniler vardı. Van’dan gelmelerdi. Onunla yedi köy olur. 1937’de burada devlet kuruldu Hatay hükümeti. Fransız dönemi sallantıdaydı. Bizim bu altı yedi köyü karıştırmaya çalıştılar. ‘Gidelim buradan geri gelirsiniz Türkiye hükümeti buraya gelecek’ dediler. Bu yedi köyden ne mutlu ki yalnız dedelerimiz kanmadı. Gitmediler. Diğerleri gittiler 1939’da. O zaman Hatay hükümeti Suriye’ye mi kalacak bu tarafa mı diye referanduma gitmişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti kazandı. Sonra Türkiye Cumhuriyeti girdiğinde Yoğunoluk’ta bir tabur asker oturdu. Tabur komutanı vardı, ‘Oğlum’ dedi, ‘ Türkiye Cumhuriyeti geniştir, demokrasidir, yeni kanunlar çıkıyor, evlerinizi, toprağınızı bırakmayın.’ Bu adamlar kafalarına koymuşlar Fransız döneminde Fransızlar buradan Ermenileri götürmezse arkalarında kim kalacak o Araplar bugünkü gibi medeni insanlar değil tabii. O zamanlar Yoğunoluk’ta milletvekili de vardı, Movses Der Kalustyan diye. Taşnaklar gittiler ama Hınçakları da kandırdılar. Hınçaklar, Türkiye Cumhuriyeti tarafıdır aslında. ‘Arabalar gelince’ diyorlar ki, ‘Altı ay sonra geri geleceksiniz’ Onlarda gitti. Ermeniler buradan gitmezdi.
“Millet giderken dedem kolundan sıkı sıkı tutuyordu, beni çalmasınlar diye”
Musa Emlikyan
Sayfa 61Kitabı okudu