Suriye'deki Müslümanlar çok değişti. Evvelki Müslümanlarla bugünküler aynı değil. Müslüman Araplarda yüz yıl önce Allah korkusu vardı. Çok misafirperverlerdi. Evvelki Müslumanlar olsa Halep'e dönerdim. Şimdikiler varken dönmem.
Arapları seviyorduk. Çünkü onlar bizi korumuşlardı. Öyle aileler vardı ki, Ermeni çocukları büyütüp onların aslında Ermeni olduklarını, eğer isterlerse bir Ermeni'yle evlenebileceklerini anlatmışlardı. Genellemeleri sevmem ama Araplar iyiydi.
Arap baharı başladığında --aslında ben buna bahar yerine kış demeyi tercih ediyorum-- başımıza gelecekleri hissetmiştim. Olaylar Mısır'a ulaştığında dalganın yaklaştığını gördük. Bu içeriden değil, dışarıdan gelen bir dalgaydı.
Bir zamanlar çok sevilen bir vatanın ve oradaki insanların adım adım kötüye doğru değiştiğine ve bu değişimin bir iç savaşa kadar vardığına tanıklık etmek ve en sonunda vatansiz kalmak hayattaki en yıkıcı deneyimlerden biri olmalı.