1938’e kadar burada Fransız yönetimi vardı altı köyü ve bir de Öküzköprü dedikleri Karaçay var üzerine baraj yapılan, orada da Ermeniler vardı. Van’dan gelmelerdi. Onunla yedi köy olur. 1937’de burada devlet kuruldu Hatay hükümeti. Fransız dönemi sallantıdaydı. Bizim bu altı yedi köyü karıştırmaya çalıştılar. ‘Gidelim buradan geri gelirsiniz Türkiye hükümeti buraya gelecek’ dediler. Bu yedi köyden ne mutlu ki yalnız dedelerimiz kanmadı. Gitmediler. Diğerleri gittiler 1939’da. O zaman Hatay hükümeti Suriye’ye mi kalacak bu tarafa mı diye referanduma gitmişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti kazandı. Sonra Türkiye Cumhuriyeti girdiğinde Yoğunoluk’ta bir tabur asker oturdu. Tabur komutanı vardı, ‘Oğlum’ dedi, ‘ Türkiye Cumhuriyeti geniştir, demokrasidir, yeni kanunlar çıkıyor, evlerinizi, toprağınızı bırakmayın.’ Bu adamlar kafalarına koymuşlar Fransız döneminde Fransızlar buradan Ermenileri götürmezse arkalarında kim kalacak o Araplar bugünkü gibi medeni insanlar değil tabii. O zamanlar Yoğunoluk’ta milletvekili de vardı, Movses Der Kalustyan diye. Taşnaklar gittiler ama Hınçakları da kandırdılar. Hınçaklar, Türkiye Cumhuriyeti tarafıdır aslında. ‘Arabalar gelince’ diyorlar ki, ‘Altı ay sonra geri geleceksiniz’ Onlarda gitti. Ermeniler buradan gitmezdi.
“Millet giderken dedem kolundan sıkı sıkı tutuyordu, beni çalmasınlar diye”
Musa Emlikyan
Sayfa 61Kitabı okudu
Sık rastlanılan ama her zaman etkisini koruyan bir cümle;
"Hayatında hiçbir zaman hiçbir şeyi almalarına izin verme. Eğer verirsen geri alamazsın."
Sayfa 111Kitabı yarım bıraktı
