serdar şahin

456 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 18 days
Bebektir, çocuktur anlamaz deyip geçmeyin. Bu kitaptan anladığım şu: bebekleri daha anne karnından itibaren sevgiyle, şefkatle sarmamız gerekiyor. Bebeklerin o sevgi ve şefkat, dokunma eksikliği ile nörolojik olarak nasıl bazı sinirlerin gelişmediği, çocukta psikolojik ve ruhsal sıkıntılara yol açtığını oldukça güzel bir şekilde gerçek vakalar üzerinden örneklendirerek anlatıyor kitap. Etrafımızda kötülük yapan, birilerini öldüren, öfkesini kontrol edemeyen ya da başkasına duyarsız olan, merhametsiz kişilerin aslında geçmişte maruz kaldıkları bazı durumlardan bu hale geldiklerini hepimiz çok duyduk. İşte bu kitap bunu adeta kanıtlayan örneklerle dolu. Bu kitabı çocuk sahibi olanlara, çocuk sahibi olmaya aday çiftlere, yeni evlenecek olanlara, gençlere, herkese çok tavsiye ediyorum. Sevginin, şefkatin ne kadar önemli olduğunu, özellikle çocukların bu ihtiyaçlarını çok iyi tatmin etmemiz gerektiğini göreceksiniz. İnsan bazen düşünmeden edemiyor: Her ebeveyn ve çocukları büyüten diğer akrabaları sevgi ve şefkat konusunda çocukları doyursalardı, onlara iyi örnek olsalardı, gerçekten bu kadar kötülük olur muydu dünyada?
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk
Köpek Gibi Büyütülmüş ÇocukMaia Szalavitz · Koridor Yayıncılık · 20177.5k okunma
Reklam
384 syf.
·
Not rated
·
Read in 41 days
Başından sonuna altını çize çize okuduğum harika bir kitap. Bekir Ağırdır'ı Youtube'da çok seyrettim. Gerçekten bilgiyle konuşan, güzel tespitleri olan ve toplumun her kesimini anlamaya çalışan birisi. Kitabı hakkında çeşitli Youtube kanallarında söyleşi yaptığında, kitaptan haberim oldu ve gecikmeden siparişi verdim. Kitabı bir aya yaygın bir
Hikayesini Arayan Gelecek
Hikayesini Arayan GelecekBekir Ağırdır · Doğan Kitap Yayınları · 202081 okunma
360 syf.
·
Not rated
·
Read in 14 days
Böyle belirli bir yerleşim yerinin ya da topluluğun gündelik hayatlarını oradaki insanların duygularını, düşüncelerini, gündelik yaşam ritüellerini, birbirlerine bakışlarını anlatan kitapları seviyorum. Evet, kitabın siyahi bir kişinin ölüm cezası almasını gerektirecek bir suçla suçlanması, onu savunmaya çalışan beyaz bir avukat ve bütün bunların 1930lı yıllarda hem Ekonomik Buhran'ın hem de ırkçılığın olduğu bir dönemde olması gibi bir hikayesi var. Ama bütün bu basit olay örgüsünün yanında beni asıl çeken 1930lardaki ABD'nin kırsal kesimlerinde ya da küçük şehirlerindeki toplumun halini, bağnazlığını, yaşadıkları akıl tutulmasını çok iyi resmetmesi. İşte kitapların güzelliği de burada. Gerçekten, tarih kitapları okuyarak öğrenemeyeceğimiz bir çok hadiseyi, yaşantıyı, kültürü romanlar sayesinde adeta o zamandaymış gibi yaşadığımızı düşünüyorum. Bülbülü Öldürmek kitabı da bunu fazlasıyla yapıyor.
Bülbülü Öldürmek
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Epsilon Yayınevi · 202073k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
79 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 hours
Yaşarım Kemalim benim. Seni ne çok sevdiğimi biliyorsun. Malum en çok kitabını okuduğum yazar sensin. Belki bir çok okurun kolayca içine giremeyeceği ya da sıkılacağı betimlemelerinin aşığıyım ben. Her bir kitabın ayrı bir kültür ayrı bir folklör hazinesi. Ama şunu söyleyim bu kitabın birazcık diğerlerine göre sönük kaldı bende. Ama bu şu demek değil, bu kitap kötü. Yok, ne haddime. Aksine yine güzel bir kitap. İnsanlığın geldiği noktayı anlatman, İstanbul'un betonlaşmayla birlikte özünü de insanlığını da kaybettiğini anlatman, bize yine bilmediğimiz, toplumun bir kesiminin hayatlarını sunman yine takdire şayan. Dağın Öteki Yüzü gibi efsane bir üçlemenle, İnce Mehmed gibi kült bir eserinle kıyasladığım için bazen beklenti kaynaklı hafif bir memnuniyetsizlik oluyor bende.
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213.9k okunma
160 syf.
·
Not rated
·
Read in 22 hours
Adı gibi insanı huzursuz eden bir kitap. Zülfücüm seni seviyoruz. Yine güzel, etkileyici, akıcı ve insana yaşadıklarını sorgulatan bir kitap yazmışsın. Sen kitap yazmaya devam et. Tamam belki bazıları seni çok edebi bulmayabilir. Biz de zaten o kadar edebi inceliklerden anlayan bir okur değiliz ki! İstanbul'un o ışıltılı, plazalı hayatlar dünyasında bir gazeteci olan İbrahim'in çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölümü üzerine doğduğu şehir Mardin'e gitmesiyle hikaye başlıyor. Hüseyin güzel, zengin, iyi bir ailenin kızı olan sözlüsünü bile geride bırakarak mülteci kampındaki bir Ezidi kıza gönlünü kaptırıyor. İşte buradan Hüseyin'in ABD'de ölmesine kadar olan süreçte savaştan kaçan insanların ve özellikle dini inançlarından dolayı IŞİD tarafından katliamlara ve tecavüzlere uğrayan Ezidilerin trajik hayatlarına tanık oluyoruz. Evet biz kendi halimizdeyiz ama insanlar ölüyor, hayatlar mahvoluyor. Bunlar sadece savaştan kaçanların yaşadığı bir şey değil. Ülkemizde de oluyor, binlerce insan, yüzlerce gazeteci hapislere atılıyor, psikolojik eziyet görüyor. Ve kulaklarımızı tıkasak da maalesef işkence iddiaları artık üstü örtülemeyecek noktaya geliyor. Bırakın ülkemizden olmayanları düşmanlaştırdıklarımızı, birbirimizi bile teröristlikle, vatan hainliği ile itham ediyoruz, mafya babaları parti liderlerini, öğrencileri tehdit ediyor ama bir savcı başını kaldırıp da bu ne ya kardeşim diye üstüne gidemiyor. Gitmek istese de gidemiyor, herkes kendi akıbetinden korkuyor. Zülfücüm ne gerek vardı böyle bizi ilave huzursuzluklara sevk etmeye. Zaten huzurlu olduğumuz yok.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.4k okunma
Reklam
Reklam
107 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.