Ve Geceler, Geceler
Niçin bitmez kimseleri çeken karanlığın?
Şu şehlâ gözler senden güzelini göremez?
Zavallıcık ay çıktı mı? Diye sorar
Cama yapışıveriri gözleri
Ve ay ışığında söyler durur
Ve geceler,geceler...
Sen saçlarına yapışıveririsin,o camlara
Sen onun adını
Heceler,heceler...
O ise şehla şehla gözleriyle adını söyler
Ve geceler,geceler...
(Serenay Özkan)
Yalnızlıklar Efendisi
Ben yalnızlığın efendisi
Geceyi saran benim kara serçemdir
Kadiredir bahçelerim gecenin gecesinde
Ben yalnızlığın efendisi
Ölüdür kiraz bahçeleri
Anca dikerler bu bahçeye
Ben öldükten sonra bir kiraz bahçesi
Ben yalnızlığın efendisi
Sarhoşlarım vardır
Birbirindendirler yalancı
Çocuklarım vardır
Üstlerinde kara gelinlik
Işıklar söndü mü?
Şehirlerine bitiverirler
Hele griden maviye gözleri yaşlı mı?
Mehtaplarıma konuverirler
Sabahleyin dağların çimenleri yaralı
Kör bir kuş misali dinler semâ
Dantellerim siyah,
Banklarım yaralı,yalnız
Ben yalnızlığın efendisi...
(Serenay Özkan)
Biri geldi pencereye
Üstünde siyah, mavi elbise
Hafifte beyaz
Biri geldi pencereye
Upuzun mavi elbise
Yahut tuhaf bir mavilik gözlerinde
Hafifte hilâl gamlı
Aralara pas gibi…
.......
Kadın anladı o vakit
Kalp verilirse bir deve
Ağaçları ve güneşi bile olsa
Pırıl, pırıl
Parçalıyorsa kalbi
Kadın ölür, saçları kızıl, kızıl.
Serenay Özkan, Viata
Önce hafiften bir rüzgâr
Aylar kendini hırpalar
Geceleyin ağaçlar
Siyah şal...
Sonra sert bir rüzgâr
Aylar gece sayar ve ağaçların dalları
Ama gözleri ölü ve kırmızı.
Serenay Özkan ,Viata