Serencebey Yokuşunda
Hiç unutmam, bir gün sofrada et yemeğiyle pilav yiyorduk. Yemeğin suyunu, pilavın üzerine koydum. Pat!, kafama dayımdan bir tokat. Neymiş efendim, yemeğin suyu pilava dökülmezmiş. Bana yaptıklarını gidip sarayda anlatsam veya Enver Paşa'ya söylesem, iş o dakikada hallolurdu. Dayımı ya asarlardı veya Fizan'a, Yemen'e filan gönderirlerdi, ben de rahat ederdim. Ama ne de olsa, annemin kardeşiydi. Annemi üzmek istemedim, yaptıklarına katlandım. Kadıncağızın hiç bir şeyden haberi olmadı. Murat Bardakçı, Son Osmanlılar, Hürriyet Gazetecilik, İstanbul, 2006, s.15.