Diz çöküp ayağını başıma koyayım Kalkınca da sana canımı feda edeyim
Ömür vardır, yüz sene yaşarsın da aynı gün gibi gelir. Ömründe bir gün olur, bir ömürlük sergüzeşt gibi gelir.
Sayfa 232 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Bir kalbin sevmesi için mutlaka servete ya da asalete sahip olması mı gerekir? Bence en büyük zenginlik, ruhun göründüğü iki güzel göz, en büyük servet, kalbin hissini gösteren gül renginde dudaklardan yansıyan tebessümdür. Güzellikten büyük asalet, saf bir kalpten büyük servet mi olur?"
Siz de bakıp sergüzeşt-i hayatınızda yılanların ve arıların aynı sudan beslenmelerine rağmen akıttıkları zehri veya balı tecrübe ettiğinizi görebilirsiniz.Bu neden önemli?Hakka, hakikate küsmemek için önemli.Hak ve hakikat su.Arılar bu sudan içerse bal akıtır, yılanlar içerse zehir...Bu hakikatin hak olmadığı anlamına gelmez.Zehri akıtanın yılan olduğu anlamına gelir.
"En büyük servet, kalbin duygusunu gösteren gül renginde duygulardan yansıyan gülümsemedir. "
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır.
Reklam
Mavi gökyüzü altında ben bir Sergüzeşt Üşürüm,ararım güneş Benim yanmam lazım ama yetmez kor ateş Eller beller beni aklı firak bir keşmekeş Ruhum arar, ümit eder güneş Rüyada aradım bulamadım ateş Adınmış meğerse güneş.
"Kalp susunca, insanı toprağın altına koyuyorlar..."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.