Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün bir genç kardeşim koşarak yanıma gelerek ; dün bir tarikatın dergahına gittiğini, ilk gidişi olmasına rağmen dergahtan sorumlu kişinin kendisine 7-8 madde halinde eve gitttikten sonra yapması gereken ibadetleri ( içerisinde ibadet sayılmacak fiillerde var ) söylemiş. Tabiki bu maddelerin içinde rabıta da var. Akabinde şeyh efendinin fotoğrafını göstererek dua etmeden evvel mutlaka bu resmi gözünün önüne getirerek tahayyül et demiş. Üstelik bunları neden yapması gerektiğine dair hiçbir açıklamada da bulunmamış. Bu genç kardeşim haklı olarak şüphe içerisinde bunları anlamlandıramıyorum diyerek benden yardım istedi. Elimden geldiğince mukni cevaplar verip, şüphelerini izale etmeye çalıştım. Muvaffak da oldum Elhamdülillah. Asıl meseleye gelecek olursak : Tarikatların kendisinde bir problem olmasa da, insanları tarikata celbetmek noktasında sorumlu olan kişilerde ciddi problemler var. Bir insanın tahsilini, bilgisini, birikimini, şeriat vecibelerini yerine getirme noktasında ki seviyesini bilmeden hemen ilk günden böyle eline liste tutuşturmak büyük bir hatadır. Bu iş yeni müslüman olan birine farzı öğretmeden evvel sünneti öğretmeye benziyor. O insanı kazanayım derken aslında takip edilen metodun yanlışlıgı sebebiyle netice o insanı kaybetmeye müncer oluyor. Niyet ne kadar halis olursa olsun, yöntem doğru olmadığı sürece bırakın insan kazanmayı, var olan insanı da kaybedersiniz.
Dâvâ adamı, kendi dâvâsının canlı tercümanıdır. Dâvâ adamı, bir tarafta hayat havuzuna şeriat suyunu akıtırken, öbür tarafta havuzun çatlaklarından su kaçıran hırsız değildir. Aksine dâvâ adamı, kendi dâvâsını insanlara kabul ettirmek için bizzat amelini şahit gösteren cengâverdir.
Soraya’yı Taşlamak… (Bu gerçek yaşam öyküsü 2008 yılında beyaz perdeye " Soraya'yı Taşlamak " adıyla aktarılır.) 13 yaşındaki İranlı Soraya, küçük suçlardan sabıkalı 20 yaşındaki Ghorban Ali ile evlendirilir. Filmini mutlaka izlemeniz gerek. Aşagıdaki de Soraya ait tek orjinal fotografıdır. 23 yıl süren evliliğinde yedi çocuğu
“Yaşasın Şeriat-ı Garra’i Muhammediyye"
Yaşasın Şeriat-ı Garra.. Yaşasın adalet-i İlahi.. Yaşasın muhabbet-i milli..
Türkiye Cumhuriyeti'nin en tehlikeli düşmanı, Siyasi düşünceye dönüşen irtica, yobazlık ve şeriat bağnazlığıdır.
Bir taraf laiklik istiyor bir taraf şeriat Ama kimse demiyor ki önce adalet !
Severim ben seni candan içeri Yolum vardır bu erkandan içeri Beni bende demem bende değilim Bir ben vardır bende benden içeri Nereye bakar isem dopdolusun Seni nere koyam benden içeri
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.