Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Orhan Gazi’nin Oğlu Murad’a Öğüdü
Osmanlı’ya iki kıta üzerinde hükmetmek yetmez! Zira i-layı kelimetullah azmi iki kıtaya sığmayacak kadar büyük bir davadır! … Kur’anı Kerim’in hükmünden ayrılma! … Oğul! Biz yolun sonuna geldik! Sen ise başındasın! Cenab-ı Hakk saltanatını mübarek kılsın! Sakın bu geçici mülkte mağrur olma! Asla şeriat yolundan ayrılma!
Sayfa 220Kitabı okudu
O zat (asm) öyle bir şeriat ve bir İslâmiyet ve bir ubudiyet ve bir dua ve bir davet ve bir iman ile meydana çıkmış ki onların ne misli var ve ne de olur. Ve onlardan daha mükemmel ne bulunmuş ve ne de bulunur. Çünkü ümmi bir zatta (asm) zuhur eden o şeriat; on dört asrı ve nev-i beşerin humsunu, âdilane ve hakkaniyet üzere ve müdakkikane, hadsiz kanunlarıyla idare etmesi emsal kabul etmez.
"Insan-ı Kamil de ne demek?" "Hakk'a ulaşmış insan demek. Yani Allah ile bütünleşmiş kişi. Ama o aşamaya erişmek dünyanın en zor işidir. İnsan dört ayrı mertebeden geçmek zorundadır. Işte semazenler Sema boyunca bu dört ayrı mertebeden geçişi canlandırırlar. Dört ayrı mertebe, dört ayrı selamlamayla anlatılır. Ilk kapı, şeriat kapısıdır ilk selamlama bu kapıdan geçmenin zorunluluğunu anlatır. İkinci kapı tarikat kapısıdır; ikinci selamlaşma, kişinin bu aşamayı da tamamlaması gerektiğini söyler. Üçüncü kapı marifet kapısıdır, yani ilahi gerçeği kavradığımız an. Üçüncü selamlaşma, bu anı müjdeler. Dördüncü kapı ise hakikat kapısıdır. Artık İnsan-ı Kamil Olan dervişin bilgilerini örteceği aşama. Dördüncü selam bu mertebeye ulaştığımızı vurgular. Böylece semazenin yukarı açılan sağ eli Haktan alır, yeri açılan sol eli ise halka verir. Ve böylece semazen yeniden doğumunu tamamlamış Olur tabii ilahi bir Doğuş..."
İçinizdeki İslam’ı gösterin. Çünkü İslam, sizin üzerinizde görünmek ister. İman gizlidir, İslam açık. İman kalbdedir, İslam zahirde. İslam şeriatsa, şeriat sizin amellerinizde görünmek ister.
Sayfa 126 - İz YayıncılıkKitabı okudu
İbn Teymiyye rahimehullah şöyle demiştir; Kişi dünya hayatında Şeriate/Dine muhtaçtır. Çünkü, mutlaka fayda edeceği ve zararı bertaraf edeceği bir hareketin olması kaçınılmazdır. Zaten Şeriat de fayda ve zararı sağlayan fiilleri ayırt edendir. Allahın yarattıklarındaki adaleti ve kulları arasındaki nurudur. Dolayısıyla insanların, kendisiyle yapacakları ve terk edecekleri meseleleri birbirinden ayıracakları bir Şeriat olmadan yaşamaları mümkün değildir. Mecmû’u’l-Fetâvâ
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.