Hastalığın adını daha önce duydunuz mu bilemem ama eminim bu rahatsızlığa sahip tanıdık biri vardır çevrenizde. "Pika" rahatsızlığından bahsediyorum. Nedir pika rahatsızlığı? Besin değeri olmayan abuk sabuk şeyleri yeme isteğine "pika rahatsızlığı" denir. Bu kişiler toprak, kâğıt, saç, sabun, yün, küçük çakıl parçaları, kiremit ve kömür gibi yemek açısından size oldukça sıradışı gelecek şeyleri yemeye eğilim gösterirler. Aslına bakarsanız rahatsızlığın adı da kendisi kadar ilginçtir. "Pica" kelimesi Latince bir kelimedir ve Türkçesi "saksağan" demektir. Evet, kuş olan saksağandan bahsediyorum. Örneğin ülkemizde sık görülen saksağan türlerinden birinin adı Pica pica'dır. İyi de bilim insanları, yenilmemesi gereken şeyleri yeme rahatsızlığına neden bir kuş ismi vermeyi tercih etmiştir? Acaba bu hastalığı ilk keşfeden bilim insanının saksağanlara karşı özel bir ilgisi mi bulunmaktadır? Aslında bu hastalığa saksağan adının verilmesinin nedeni, bu kuşların oldukça ilginç şeyleri yeme davranışından gelir.
Çünkü her aşk kendi içinde doğurur ayrılığı. Ve her zaman iki seçenek sunar sana. Ya karanlıktan korkup olduğun yerde duracaksın ya da karanlığa rağmen o yolu yürümeyi göze alacaksın. Acı geldi mi, aşktan kaçmayacaksın...
İnsan hiç kitaplarda kendini arar mı? Arasa da bulabilir mi?Galiba bana okumayı sevdiren şey tam da bu.Aradıkça,bulamıyor,bulamadıkça daha çok aramak istiyorum.İlk başlarda tek derdim seni okumaktı.Ama şimdi sensizliği yazıyorum.Belki hiçbir zaman kelimelerim sensizliği anlatmaya yetmeyecek.
Herkes için geçerli olabilecek kadar geniş ve belirsiz ifadeleri farkında olmadan kendimiz için özel görme yatkınlığına "forer etkisi" denir. Bu etki yüzünden genelde burç yorumlarının bize uygun olduğunu düşünürüz. "Yani doğru cümle kullandığında ikna edemiyeceğin kimse yoktur."
Çünkü ben seni; acı gününde de yanında olmak için sevmiştim. Hergün tekrar tekrar acıyı bana bırakarak gitmen için değil. Hem biliyor musun? Gitmeknde çözüm değil. Kime gidersen git; benim seni sevdiğim kadar kimse tarafından bu kadar güzel sevilmeyeceksin.
Anlayacağın her şeyden soğutuyorum kendimi.Eskisi kadar sevmiyorum artık maviyi.Ve eskide kaldı kapıma dayanan mevsimlerin güzelliği.Ama sen,bana öyle güzel geliyorsun ki bir tek kendimden soğutamıyorum seni sevgili…