Forer etkisi
Herkes için geçerli olabilecek kadar geniş ve belirsiz ifadeleri farkında olmadan kendimiz için özel görme yatkınlığına Forer Etkisi denir.
İnsan kaybedeceğini biliyorsa, Bile bile kaybetmek cesarettir.
Reklam
“Kendini saçma bir senaryoya hapsolmuş gibi hissediyorsun değil mi? Basit bir makinenin gelip bir sürü insanın kaderini bu şekilde değiştirmesi asla kabul edilecek bir şey olamaz. Peki neden? Yeryüzündeki binlerce tür arasında sizleri bu kadar özel kılan ne? Doğadaki en hızlı canlı değilsiniz. En güçlü ya da en uzun ömürlü de değilsiniz. Sahip olduğunuz sadece tek bir -en- var, o da zekânız. Evet, bugüne kadar yeryüzünün en zeki türü olmayı başardınız. Peki ya bir gün ikinciliğe düşerseniz ne olacak? Tümüyle en zeki varlığın çıkarları için inşa ettiğiniz hukuk sistemi ve kurallar bütünü, ikinciliğe düştüğünüz için sizi korumadığında ne yapacaksınız?”
...herkes için geçerli olabilecek kadar geniş ve belirsiz ifadeleri farkında olmadan kendimiz için özel görme yatkınlığına Forer Etkisi denir. ...yani doğru cümleleri kullandığında ikna edemeyeceğin kimse yoktur.
"Aramızda birkaç adım kadar başka hayatlar vardı."
Sahi, güvenmek demişken, bir insan başka bir insana ne şartta güvenir ? Hep yanında olacağına inandırdığı zaman mı, yoksa güvenecek bir insan eksikliğini hissettiği zaman mı ?
Reklam
Ve bazen hayatını kaybedersin ama ölmezsin.
Sayfa 198Kitabı okudu
Ölüm... Evet, her kitapta buna dikkat ettim ve hiç atlamadan altını çizdim. Hepsinde de farklı farklı anlatılıyordu ölüm. Ama hiçbiri senin beni öldürdüğün gibi bir ölümü anlatamıyordu.
Sayfa 194Kitabı okudu
Şimdi nerede bir rüzgar esse... Sus diyorum, sus. Onun yokluğuyla üşütme. Ne vakit yağmur damlası yüzüme değse... Yağma diyorum, yağma. Onun için akan gözlerimdeki yaşlara, değme. Akrebin ne zaman yelkovanı kovaladığını görsem... Geç diyorum, geç. Onun için zaman çok geç. Ve ne zaman bir çift sevgili görsem... Geç diyorum, onu sevmekten vazgeç.
Sayfa 108Kitabı okudu
Ama şimdi bundan daha önemlisi, onu sağ salim bulmam, en azından bir haber almam gerekiyordu. Çünkü başkasını sevmesi önemli değil, yaşadığını bilmek bana yeterdi.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
"Sevmek, dünyanın en zor mesleğidir. Belki karşılığını alamayacaksın ama, bir ömür çalışman gerekir. Sevmek öyle zor bir şey ki, her gün karşılığı elbet bir gün alacakmışsın umutlarıyla yaşamayı öğretir. En ağır işçiliktir, aşkın uğruna bir ömrü hiçe saymak. Yaşamak imkânın varken, tüm mutluluklardan, sırf o yok diye vazgeçmeyi gerektirir. Bir süre sonra ağlamaların da fayda etmediğini öğrenir, gülerek ağlamalarını gizlersin. Gözyaşlarından, sahte mutluluklara sığınarak kaçmaya çalışırsın. Ama başaramazsın. Geceler, sevenin en büyük düşmanıdır. Kalp atışları, artık onu yaşatmaya başlar. Tüm karanlık onun gölgesi gibi gelmeye başlar ve sen onun gölgesi diyerek karanlığa sarılırsın... Sevmek böyle bir şey işte, sen anlamazsın..."
Sayfa 104Kitabı okudu
Ellerine dikenler dolduğunda bile gülü bırakmayı hiç düşünmemektir aşk. Unutmak desen, onu hiç beceremem. Ayrılmayalım işte. Ben, senden öteye gidemem...
Günaydın...
"Unutmamalı ki, "Mutlu" olmak istiyorsan, Unutacaksın..."
"Ve hiçbirimiz temiz değiliz artık.. Kin tutmuş kalpler taşıyor, çıkarlar üstüne kurduğumuz hayatları yaşamaya çalışıyoruz. Menfaatlerimize sevmek, yalanlarımıza da mutluluk adını vermişiz. Kalp kırmayı kendimize bir görev bilip, insanlığımızı sağa sola savurur duruma gelmişiz. Herkes içinde taşıdığı yarayı başkasıyla kapatma derdine düştüğünden beri, gözlerimizin altı kibirle şişmiş, kimseyi göremez olmuşuz. En önemlisi de insan gibi yaşayalım derken, insan olmayı unutmuşuz.."
"Dik duruşlarım, yıkılacak yer bulamamamdan."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.