Hiçbir şeyi açık açık düşünmüyordum. Pek tabii hiçbir şeye açık açık bakmıyordum. Bilincimin sahnesinde kullandığım renklere göre yaşayan biri olmadığım için herhangi bir şeye de dönüşmemiştim. Yine de hareket ediyordum. Kastettiğim şey bu dünyanın içinde veya dışında hareket etmem değildi. Sadece bir şekilde ilerliyordum. Yönüm çiçeklere, kuşlara veya insanlara doğru da değildi. Kendimden geçmiş bir haldeydim.