Sık sık bakın albümlerinizdeki fotoğraflara, toz içinde kalmasınlar...!
İkinci bir ölümdür hatırlanmamak,
Anılarınızda yaşattıklarınız bizi unuttu sanmasınlar...!
.
Geceler eksi onları vurunca,
Sokak hayvanlarını da hatırlayın, donmasınlar...!
.
Sevginin rengi neydi,
renginin kokusu güzel miydi?
Sesi okşayabilir miyim,
sesin ağırlığı var mıydı?
Suya değen ışık serinler miydi,
söndürmek ışığı yok eder miydi?
Yeri yurdu olmayan duygular içindeyim,
Bana böyle deli sorular sormasınlar...!
Ses eğitiminde sesin rengini şıp diye hemen öğrenmek mümkün değildir, ancak ses eğitimi aldıkça sesin rengi de belli olacaktır. Bir hamur gibi sesin de bir şekillenme ve oturma süresi vardır. Bu süre sonunda sesin rengi belirgin olarak netleşmektedir.
Sinestezi; bir kokunun bir rengi hatırlatması, bir sesin gerçekten bir koku olarak hissedilmesi ya da elle dokunulan bir yüzeyin dokusunun, örneğin kahkahaları ya da çığlıkları anımsatması gibi duyularda meydana gelen bir tür karışıklık olarak tanımlanabilirdi.
Sevgili Anneciğim,
Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda
Kocaman bir dağ lalesi gibi
Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran.
Şimdi mucizevi bir yerdeyim Muc'ın ucuz evinde
Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem Duvarlara hep senin resmini çiziyor
di'li geçmi zamanda birçok resim,
Hep gülümsüyorsun
Aklının ortasında
Yokluğun buz gibi soğuk
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
AŞKLARIN YETlM RENGİ-
Yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım; sen kendi kalabalığında hep yalnız olacaksın!
Kapattım ucu kıvrılı yerinden bir defteri bir Defter adınla hükümlü şimdi
Sen kendinin neşteri, pası, kilidi
Gençliğin kendine savurur seni esmersin, Cehennemin dibinde doğmuşsun baban iki karılı evlerde, erkenlerde bekler seni
Sen, feodalizmin kara dilberi
Gündüzün gölgesindeydi sevgi
Gölgesinden gündüzlerin iklimler geçti sesin şimdi "kanayan bir gül gibi": kangren
Sevgili Anneciğim,
Binlerce kez açıldım, binlerce kez kapandım yokluğunda
Kocaman bir dağ lalesi gibi
Ve kapkara göbeğini dünyaya fırlatacakmış gibi duran.
Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Muc’ın ucuz evinde
Sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem
Duvarlara hep senin resmini çiziyor
di’li geçmiş zamanda birçok resim,
Hep