Hemcinslerime bir sesleniş... "Heyecan" ... Tetikleyici bir kuvve... Yaşamın daimliği. Elbette bizi bir üste taşıyabildiği müddetçe.. Dişi Güç diyoruz.. Yaratıcı, Üretken ve Doğurgan.. Bu gücün iki yönü de çok ağır basıyor. Rahmani ve Nefsani yönleri. Kabul etmeliyiz ki, benliğimizin derinlerinde, en derinlerinde, çağlar boyunca "kadın"a yapılan tüm haksızlıkların ruhumuza sinmişliği var. Her ne kadar ortaya çıkarmıyorsak da.. Gizli gizli yayın yapan bir enerjisi var. Bu da karşı cinsin içindeki güzelliği-çirkinliği tetikliyor. Yansıması yine biz "kadın" tarafına olabiliyor. Şunu kabul ediyorum. Eskiden "erkek" sözünü duyunca "kılıcım kınında hareke" oluyordu. Şimdi.. "Bütünlüğün, İki'nin Tam"lığından geçtiğini idrak ettim.. Adem bir erkek değildi. Ve Havva diye birşey yoktu. Adem manası bir bütündü. Tam olandı. Mükemmel Form. Sonra ondan zevcesi yaratıldı. "Kadın" değil. Adem ve Zevcesi "kadın-erkek" görünümünde dünya alemine yayıldılar.. Kimi zaman düşman, kimi zaman eş-kardeş-ebeveyn... Kısaca, el ele- göz göze veyahut da karşı karşıya.. Bu nedenle, birinin, diğerini tartacak bir terazi yok yeryüzünde. İkisi Bir ve Bütün.. Bunu idrak ettiğimiz zaman.. Her iki tarafın da birbirlerine yaptıkları, Zulm denilen o "şeyin" de son bulacağını taahhüt edebilir miyiz? Yazar Kevser Yeşiltaş
SESLENİŞ... Dağ gibi kara yağız birer delikanlıydık. Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük.
Cumhuriyet 25 Ağustos 1975
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
Bir eleştiri türü diye ayırmak doğru olur bu kitap için. Metafizik, Ruh, Maneviyat, Maddi ve Manevi kalkınma, fikir ve İlim hemen her konu altında eleştiri var ve bu eleştiriler her yazarın dile getir(e)meyeceği türden. Nurettin Topçu kuşkusuz ki bu milletin kazandığı büyük fikir adamlarından bir tanesi. Sadece bu eserine bakarak görmek mümkün bunu. Topçu, makineleşmenin ve sanayileşmenin insan ruhunda getirdiği ayrışmayı; Kültürel kalkınmanın yanlışlığını; Çağında yaşayan ilim adamlarının, belirli zümrelerin insan doğasını nasıl yıprattığını anlatıyor. Aynı zamanda büyük haykırış var bu kitapta, bu haykırış insana, onu çepeçevre sarıp, boğan sanayileşmeye, menfaatlere, çıkarlara, sahte dostluklara, hayata, büyük yanlışlara, aşka, hırslara, ihtiraslara, emperyalistlere, Yanlış Garplılaşmanın doğurduğu sonuçlara, doğanın kıymetini bilemeyen, gözünü doyuramayan insana; bir sesleniş; bir serzeniş; bir öneri; nasıl adlandırılacaksa tam da yerini bulacaktır. Paylaştığım alıntıların iki katını işaretlediğimi söylemeden geçemeyeceğim. Nurettin Topçu'nun bu eserini şiddetle tavsiye ediyorum.
Kültür ve Medeniyet
Kültür ve MedeniyetNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2017628 okunma
Sesleniş...
Ruhumun derinliklerinden gelen bir sesle, "Yarabbi," dedim. "N'olursun ellerimden tut..."
Sayfa 328Kitabı okudu
Gökyüzünden sesleniş
Bir balkon sefasında gökyüzüyle konuşurken içimden kayıverdi birden koca bir yıldız.Sandım ki dilek tutacağım,sandım ki istekte bulunacağım.Farketmedim ki bu zamana kadar ne dileğim var ne de isteğim.Sonra yanıp yanıp söndü soğuk yıldızın bir tanesi.Dedi ki bana "Unutma,hatırla,yaşa,sabret,dua et." Gerçekten düşündüm de özde yapmamız gereken de bu aslında.!!!
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Başta şunu söylemeliyim ki okuduğum en düşündürücü hikayelerden biriydi bu. Benim gözümde ahir zaman insanına yönelik eleştirilerden biri konumundaydı. Ne kadar yanlış düşüncemiz ve ne kadar doğru sandığımız yalanlarımız varsa içinde gördüm. Tamamını değil ama çoğunu gördüm diyebilirim. Ve kitabı hakikaten sevdim. Son kısımlara kadar beni ufak tefek birkaç detay dışında rahatsız eden pek de bir şey olmadı. Bunlardan biri "Tanrı" kelimesinin, bize 99 esmasını bahşeden Allah'a yönelik kullanılması oldu. Edebiyat başka aşk başka ne yazık ki. Şayet kullanmamızı isteseydi o ismi de esmasına dahil ederdi Rab. 99 tanesi varken, başka dinlerin de kullandığını sesleniş olarak saymak benim okuduğum İhlas suresi ile çelişiyor. Siz kullanmayı tercih ederseniz kimseye karışacak değilim ama ben bunu dile getirme ihtiyacı hissettim. Bir diğer detay ise Kur'ân okuma bahsinin benim gözümde yetersiz oluşuydu. Belki eleştirilen noktaydı, o yüzden bu şekilde aktarıldı ama şu var ki sonunda düzeltilmedikçe eleştirmenin ne anlamı olabilirdi? Kur'ân ilk inen âyetiyle kendi ehemmiyetini vurguluyor zaten. Bu kadar sığ kalmamalıydı. Bunların yanında kitabın son kısmı çok gerçekçiydi hatta bildiğiniz gerçekti. Yalnızca bizim değil bu insanlığı tüketen garip alışkanlıklara sahip herkesin gerçeğiydi. Birçok haberde böylesi acıları görüyoruz artık. Ne çok acı var diye boşuna demiyor Cahit Zarifoğlu. Yalnız ben bunca acıya karşı ümitsizlik olmasına da tahammül edemiyorum. Yazarken dahi, hayalde dahi düzeleceğine inanmıyorsak çok da beklentiye kapılmamak gerekir. Tüm acıları bilelim, ülfet de olmasın kalbimize, ama Allah'tan umudu kesmeyelim.
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur GidersinTarık Tufan · Profil Yayınları · 20189,1bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.