Seslerde Başka Sesler / Faruk Duman
.
İncir Tarihi ile kalemiyle tanıştığım yazardan okuduğum 7. kitap oldu Seslerde Başka Sesler... Bir öykü kitabı ve yazarın ilk kitabı aynı zamanda... Daha ilk kitabında kurmuş aslında üslubunu... Kısa ve ritmik cümlelerle masalsı anlatımını... Kitaba adını veren öykü mevcut ancak öykülerin genelinde "ses" hakimiyeti var... Zaten biliyoruz ki doğayı işlemeyi ve konuşturmayı seviyor yazar... Yalnızlık ve ölüm temalarını "bir varmış bir yokmuş" şeklinde işliyor ince ince...
.
Faruk Duman kalemiyle tanışmayan varsa, mutlaka bir şans vermeli ve okuma listelerine eklemeli diye düşünüyorum...
Bazen kentin hiç bilmediğim köşelerine gidip hiç görmediğim sokakları, insanları görmek isterim. Yitip gitmekten de korkmam. Yitmek, sürekli bir yeniliğin tam ortasında olmak demek değil midir bir bakıma? İşte öyle, bir kentin ortasında yitmek , gördüklerine şaşarak ama sisler arasında.
Ama Akdeniz gerçekten de o açık mavi rengine rağmen savuruyordu insanları. Dalgaların üzerinde, bir fındık kabuğu gibi... bir adaya... ya da ne bileyim, herhangi bir kıyıya bırakıyordu.
Gün geçtikçe insan kendi yüzünü bile anımsamaz oluyor. Sahi nasıldım çocukken? Bazen, kuşkusuz, diyorum, kuşkusuz başka bir elim vardı, başka bir yüzüm. Kuşkusuz o ben değildim.
Sanki kadın garip bir yaratıkmış da onu ille görmeleri gerekirmiş gibi. Ağaçlarda, duvar diplerinde, gizli saklı insanlar, her şeyin ayrımındaki kadın…
Bir adanın açıklarında uyuyakalmış çocukluğum; çevresinde arkadaş kucakları, sıcak, uykulu. İç içe. Usulca iniyorum; oradakilerden biri, sanırım benim.
Güçsüz bir adamdı. Hiçbir zaman mektuplarımızı, filmlerdeki gibi neşeyle getirmedi. Hep yorgun argın geldi. Belki de bu yüzden: O evde mutlu bir haber alamadım hiç.
Zamanla sevincini yitirebilirsin, ama gerçek sevinç hiçbir zaman yitmez. Sevincin gündelik olaylara bağlı bir şey olduğunu düşünüyorlar. Bazı nesnelere, biçimlere, renklere ya da seslere. Ama durum öyle değil; neden, bilmiyorum, ama eminim bundan.