Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Okumak, tıpkı yazmak gibi, konuşmak gibi, duygular, düşünceler, tasavvurlar, düşler ve fikirler aracılığıyla dokunmanın bir biçimidir. Bir kitabı eline alıp sayfalarını çevirmek, ayrıca duyusal bir dokunuşla da bağlantılıdır; başkalaşmış biçimiyle e-kitap'ta da geçerlidir bu. Duyusal-ruhsal-zihinsel dokunuş, okumayı bereketli bir deneyime dönüştürür; bu deneyimin kaynağında insanın kendisine dokundurtmaya amade oluşu vardır, çünkü işaretler ona ancak o zaman tesir eder. Bir hikâye okuduğunuzu zannederken, hakikatte kendi içinizde insan olmanın açılımlarına çıkar yolunuz. Yalnızca anlatılan hikâye değildir insanın içinde can bulan; kendi hikâyesi de canlanır, okuduğu anlatının dolayımından geçerek anlatmaya koyulur. İnsanın hayat hikâyesi, okurken kelimenin tam anlamıyla dile gelir. Harfler, onun çoktandır söylemek istediğini anlatır, ama aynı zamanda başka bir şeyler daha söylerler. Onu harflerin ayartıcı berraklığıyla kaçırıp götürür, ucu bucağı görülmez genişlikteki imkânların bembeyaz uzamına taşırlar. Orada, sezmiş ve özlemiş olduğu, ancak sahici tecrübenin mutluluk mu vereceğini hayal kırıklığı mı yaratacağını kendine sormadığı şeye dokunmasını sağlarlar. Okuma esnasında, kendi kendini biçimlendirmenin imkânları farkına bile varmadan ona doğru uçup gelirler, o da sessiz sedasız değerlendirmeye başlar bu imkânları. Kitabı çoktan indirip kucağına koyduğunda bile, imkânların açıldığı uzamda eğleşmeyi sürdürür heyecanla.
Reklam
İstikbal Diken Terzi
Sus, lütfen sus, sessiz olmalıyız; Sisler içerde sis atlarına, Seyislik eden sis adamı, Dağılınca sis vedalaştı, Çekildi dağına yapayanlız. Sen ve ben şimdi baş başayız... Berrak, güneşli bir ikindi, Birikinti azdımızda mazi. İstikbal diken gündelikçi terzi, Bugün bizim evde mesaide, Dalgın mesaya kadar hem de... Sek sek oynuyor bahçede sükut... Eski arkadaşı ıssızlıkla.
sabahları bana içimdeki deşik etimdeki işaret sabahları bana son anda ölmemiş olmanın öfkesi sabahları bana sert sessiz harfler
Sayfa 32 - Everest
Kan Var Kelimelerin Altında
Umulmadık bir gün olabilir bugün Bir çeşme gibi akabilir Cumartesi Çığlığındaki sessiz harfler Dün gecenin ağırlığıdır damarlarında Ne güzel konuşur sokak satıcıları Fötr şapkalarıyla ne kalabalıktırlar Ve çiçekçi kızların göğüsleri Daha suçsuzdur kırlangıç yumurtasından Kan var bütün kelimelerin altında Yaprağını dökecek ağaç yok burda Ama ışık
Çığlığındaki sessiz harfler Dün gecenin ağırlığıdır damarlarında
Reklam
Yalnızca anlatılan hikaye değildir insanın içinde can bu­lan; kendi hikayesi de canlanır, okuduğu anlatının dolayı­mından geçerek anlatmaya koyulur. İnsanın hayat hikayesi, okurken kelimenin tam anlamıyla dile gelir. Harfler, onun çoktandır söylemek istediğini anlatır, ama aynı zamanda başka bir şeyler daha söylerler. Onu harflerin ayartıcı ber­raklığıyla kaçırıp götürür, ucu bucağı görülmez genişlikteki imkanların bembeyaz uzamına taşırlar. Orada, sezmiş ve öz­lemiş olduğu, ancak sahici tecrübenin mutluluk mu verece­ğini hayal kırıklığı mı yaratacağını kendine sormadığı şeye dokunmasını sağlarlar. Okuma esnasında, kendi kendini bi­çimlendirmenin imkanları farkına bile varmadan ona doğru uçup gelirler, o da sessiz sedasız değerlendirmeye başlar bu imkanları. Kitabı çoktan indirip kucağına koyduğunda bile, imkanların açıldığı uzamda eğleşmeyi sürdürür heyecanla.
Sessiz Harfler Sokağı
"Yüklemsiz özensiz cümlelerin içinde Gölgesini ararken insan Sessiz Harfler Sokağında buluyor Yarım kalmış hikâyesini Kim anlatıyor Kim dinliyor meçhul.. Kim yaşıyor Kim ölüyor fuzuli.. Kim seviyor Kim özlüyor yalandan.."
‘Sevgin ölümsüz değilse sevdiklerin ölüdür sen de’ demiştir.
Sayfa 27 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
“ Değimli ki ölümsüz bir gecedir hicranın sabahı …”
Sayfa 17 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Bir tek yalnızlık yalnız değildir.”
Sayfa 15 - Karakutu YayınlarıKitabı okudu
965 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.