"Ufak şeylerden zevk alabilmek; Lüks yerine zarafet aramak; Saygı istemek yerine değerli olmak; Zengin olmak yerine kimseye muhtaç olmamak; Sıkı çalışmak, sessizce düşünmek ve dürüst konuşmak; Yıldızları, kuşları, bebekleri ve bilgeleri açık kalple dinlemek; İşte benim senfonim!" - William Ellery Channing -
İnsanoğlu böyleydi işte. Olmadığı gibi olduğunu düşünüp, kendini yüceltirken, aslında ne olmadığını çok iyi bilirdi. Ve insanlar asla ne olmadıklarını söyleyemezler birbirlerine. İnsanlar arasında sessizce varılan hüzünlü bir anlaşmaydı bu. Herkes memnundu halinden. Tatlı yalanlarda kaybolmak, acı gerçeklerde kendini bulmaktan daha çok çekiciydi.
Reklam
Ben bir Charles Bukowski modası olduğunun farkında değilim. Yalnız yaşayan biriyim, kalabalıktan hoşlanmam; bu tür tuzaklara düşmeyecek kadar yaşlı, kuşkucu ve çakalım. Bu iki haftada yaptığım üçüncü söyleşi, ama ben buna modadan ziyade matematiksel bir tuhaflık olarak bakıyorum. Umarım hiçbir zaman moda olmam. Moda olmak lanetlenmek demektir. Bende ya da yaptığım işte bir tuhaflık var demektir. Sanıyorum 46 yaşında, 11 yıl boyunca sessizce çalıştıktan sonra böyle bir şeyden endişe etmeme gerek yok. Tanrılar benimledir umarım. Benimle olduklarını düşünüyorum.
Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz? Niçin yanımda değilsin?
Sayfa 159Kitabı okudu
Ne tuhaf. Bizi koruyan kollayan insanlar vardır etrafımızda. Hiç fark etmesek de onlar oradadır daima. Karşılık ya da minnet beklemeden, sadakatle, sevgiyle, sessizce... Nice sonra anlarız kıymetlerini. Hep geç kalırız teşekkür etmekte.
Ona sarıldım. Will Traynor, parlak şehir çocuğu, dalgıç, sporcu, gezgin, sevgili. Onu yakınımda tuttum ve hiçbir şey söylemedim. Aslında sessizce sevildiğini söylüyordum. Ah hem de ne kadar çok sevilmişti!
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.