Gözyaşlarına gülümse
Çünkü onlar
İçinden parçalar indirirler yeryüzüne
Dudaklarına gülümse
Kelâmın kirlendiği vakitlerde
Sessizliğin durağı
Erdemin kapısıdır onlar
..
Geceme sen düşünce,ortama çöken sessizliğin içinde sesinin tınısını işitmeye çalışırım. Elimdeki benim için seçtiğin kitapların içinden seni anlatan kelimeleri toplarken, senden daha önce duymadığım sözcükleri sanki bana defalarca söylemişsin gibi zihnimde döndürüp dururum;
Süt deyişin mesela, dudaklarından henüz süt kelimesinin döküldüğünü
Bu kitap maalesef yaşanmış gerçek bir olaya dayanıyor. Okunma sayısına bakacak olursak pek fazla okurun dikkatini çekmemiş ya da bu kitaptan insanların haberi olmamış. Tıpkı Aziz BineBine ve arkadaşlarından haberdar olmadıkları gibi. Burada yazdıklarım kitabın okura vermek istediği mesaj karşısında son derece değersiz ve yetersiz kalacaktır.
Bilgi her zaman ortadadır, gizli değildir, saklı değildir ama anlaşılması, bilinmesi herkesçe her zaman mümkün olmaz. Bilgi hazır olana akar, hazır olanla buluşur,canlanır, hayat bulur. " Uzun süren bir tartışma iki tarafın da haksız olduğunu gösterir" sözünü çok severim. Yıllar önce işitmiştim hiç unutmadım. Yani bir noktadan sonra artık haklı haksız meselesi de değildir konu... Sadece sonlandırmak gerekiyordur tartışmayı ya da çatışmayı.. Belli ki iki taraf da henüz hazır değildir bu imtihanın içinden çıkaracağı derse.. Bu yüzden bazen sessiz kalmak gerekir çünkü sessizlik çoğu zaman daha çok şey anlatır. "Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli." diyen Mevlana da bazı bilgilerin ve tecrübelerin kelimelere sığamayacak düzeyde olduğunu kavramıştı. Bu bilgiyi aktarabilmenin en iyi yolu, elbetteki sessizliğin sesini açmak olabilirdi ancak. Suskunluğun gizlediği o kelimelere sığmayan hakikati dinlemek gerekiyordur o halde..
"Dinle!" insanoğlu.
Sessizliğin içindeki hakikati dinle..
Şükrü Erbaş
Ruhun çöküntüsü deselerdi, hiç düşünmeden, utanç yitimi, derdim. Bundan sonrası artık kolay. Acımasızlığı bir erdem olarak yaşamaya başlıyorsunuz. Sizi insanların hizasında tutacak değer duygusunu ellerinizle kalbinizden söküp attığınız için sizden başka kimse
Nurullah Genç
Gözyaşlarına gülümse
Çünkü onlar
İçinden parçalar indirirler yeryüzüne
Dudaklarına gülümse
Kelâmın kirlendiği vakitlerde
Sessizliğin durağı
Aynı kağıdın arka ve ön yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen. (Aziz Nesin)
Kendimi yokluyorum, sefaletin içinden çekip çıkarmaya çalıştığım bir anlam var. Bulmanın gözle görülemediği, elle tutulamadığı nitelikler barındıran. Sadece hislerin yürürlükte olduğu, kanunların geçersiz olduğu bir ülkenin vatandaşı
Karakter İngiltere’nin işgalci varlığına karşı direnmiş, silah taşımış, gizli notlar götürmüş, özgür İrlanda için mücadele etmiş bir militan. Sonra oluyor işte. İngiltere çekip gidiyor. Sonrası bildiğimiz hikaye. Yalnızca baskının renkleri değişiyor, o kadar. Özgürlüğün ilk soluğunu eski yoldaşlarını öldürmeye harcayan bir hükümet.
Bir inanca
“Söyleyeceklerim sessizliğin güzelliğini bozmaya değecek kadar değerli değilse susmalıyım” dedi içinden. İnsan bazen sustuğu kadar sarar, konuştuğu kadar kanatırdı bazı yaraları.