Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sessiz Vaizin Öğüdü
"Yaşamında bana pek çok öğüt verdin sözlerinle Bugün her zamankinden çok tesir etti sessizliğin" Hz Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı vardır: 1)Selamını almak 2)Hastalandığında ziyaret etmek 3)Cenazeyi uğurlamak 4)Aksırdığında ona rahmetle dua etmek 5)Davet edildiğinde icabet etmek Bir başka hadiste de: "Hastaları ziyaret ediniz,cenazeleri uğurlayınız. Bunlar size ahiret yurdunu hatırlatır." Buyurulmuştur.
Bu geniş sessizliğin içinden çıldırarak, Bu geniş mezarlığı her gece bekliyorum Ben, ben ölmüşlerimi kaldırmak istiyorum, En derin kuyuların içine haykırarak.
Reklam
Sus. Allah hakkında Allah'ın söylemediğini söylemekten Allah'a sığın. Sus ve dinle. "Neyi dinleyeyim?" diye sorma. Unutma ki, sessizlik bile O'nun konuşmasıdır. Dinlemesini bilirsen, akleden kalbine sessizliğin içinden seslenecektir. Gözünü kapa, özünü aç, seslenene ses ver: Lebbeyk Allahümme lebbeyk!
Sayfa 131Kitabı okudu
Kimseye içini açmak istemiyordu . Birisi leb demeden leblebiyi anlayabilmeli, içinden geçenleri okuyabilmeli, ruhuna dokunabilmeli kalbinin en hassas yerine ulaşabilmeli. Onu sarıp sarmalayabilmelidi. Yoksa o susacaktı. İnsanlar aya gidebilirlerdi ; ama öyle bir ilişki kurmaları hiçte mümkün değildi,belki bir tebessümle ,sessizce sessizliğin diliyle bir ilişki kurmak zordu. Ama böyle bir ilişki olmalıydı.
Sessizliğin içinden hayata uzanan bir yokluğa yürüyorum. Gidebileceğim çok yer varken, kavuşabileceğim kimsem yok. Ama yine de yürüyorum işte. Yalnızlığımdan, yalnızlığıma doğru.. Sadece bir kere tökezledim ömür denen bu yolda. Tüm hayatım burkuldu...!
Sessizliğin içinden tedirginlik uçup gitti. İncecik bir 'kur' hakim oldu. Şeytani ve ayartıcı bir bakışla sessizlik güçlendi. İnsanı kötü eden bir duruşu var. Bir an kendimi bir orospu çetesinin ağına düşmüş gibi hissettim
Reklam
“Hayat konuştuğu zaman, tüm rüzgârlar söze dönüşür; daha çok konuşursa, dudaklarınızdaki gülüşler ve yaşlar da söze dönüşür. O şarkı söylediği zaman, sağırlar duyar ve duyulurlar; o yaklaştığında körler onu görürler ve şaşkın bir halde, hayranlıkla izlerler.” “Ve bu sessizliğin içinden duyulmaz bir şarkı yükselirken, hepsinin yalnızlığı avutulmuş, acıları yatışmıştı.”
Halinden memnun muydu bilmiyorum ama o sessizliğin, sakinliğin arkasında hırçın, kavgacı, isyankar birinin saklandığını düşünürdüm hep. Sanki içinden masaları sandalyeleri de verirdi, "Yetti ulan artık!" diye bağırırdı da, dışından "Elinize sağlık," deyip kalkardı sofralardan.
Mevlana acıdan kavrulmuş bir kelime ile başlıyor konuşmaya. İkimiz de Allah’a hemence koşmak istiyoruz. “Birbirimize bakarak geçelim,”diyor, “Bu dumansız ateşlerin içinden.” “Ne olacaksa olsun artık. Varalım huzura, ağlayalım. Gözyaşlarımız o tertemiz inciler gibi aksın sonsuzluğa…” “Yoruldum.”diyor Mevlana, “Çok yoruldum bu dünya bedenimin içinde. Sessizliğin tenha sessizliği içinde birlikte namaz kılsak, manevi iklimlerin içinde kaybolsak seninle.” Gel diyorum, tutuyorum elinden, ayağa kaldırıyorum ve Sema ediyoruz iki can. “Asli günah diye bir şey yoktur. Bu safsatayı şeytan işledi beyinlere. Böylece pisliğini örttü şeytan. O, günahına ortak arıyor.”
Sayfa 77 - Kapı Roman YayınlarıKitabı okudu
381 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.