Gökyüzü, kara bulutlarla kaplanmıştı ve fırtına, ufukta tüm ihtişamıyla patlamaya hazır bekliyordu. Yağmurun ilk damlaları, çatının teneke yüzeyine dövülmeye başladığında, içimdeki karanlık da aynı şiddetle büyüyordu. Fırtınanın öfkesi, kalbimdeki fırtınanın yanında sönük kalırdı. Tüm bu kaosun ortasında, sessizliğin derinliklerinden gelen bir çığlık yankılandı; kaybolmuş ruhların çığlığı, bitmeyen acıların sesi. İşte o an, tüm dünya durdu ve zaman, varlığına meydan okurcasına yok oldu. Bir tek ben ve içimdeki sarsılmaz gerçek kaldı: Her şey sona erecek, ama bu an, sonsuza dek sürecek.