'Sevgili Dost' diye başlıyor yazar her mektubuna bu iki kelimenin birbirinden ayrı olamayacağını söyleyerek. Sonra eline bir fener alıyor tutuyor sizi kolunuzdan ve başlıyor sürüklemeye. Nereye mi ? Kendinize,içinize,unuttuğunuz değerlere, görmezden geldiğiniz kötülüklere.
'Sevgili Dost' diyor yazar aslında bizlere kendi dostunu aracı yaparak. Uyarıyor her seferinde "Bu gidiş nereye?" diye. İyi şeylerden bahsediyor, iyi gibi duran kötü şeylerden bahsediyor bazen de. Kaldır gözlerindeki perdeleri dön içindeki güzelliklere diyor. Diren diyor her seferinde dünya üzerindeki kötülere,sesin çıksın, bu sessizlik içinde kalan son iyi parçaları da öldürecek buna izin verme diyor.
Dost' diyor size dostunuz olmaya gelir gibi çalıyor ilk sayfada kapınızı,konuşuyor sizinle ve sizi konuşturuyor içinizdeki sizinle. Öyle güzel şeyler konuşuyorsunuz ki kaçınçı mektuba geldiğinizi unutuyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz kalan sayfaların hacmi azalmış.Bitme diyorsunuz kitaba ve gitme yeni edindiğiniz bir 'dost'a.
Kitap bitiyor ama gitmiyor size ne zaman isterseniz yeniden 'dost' olmak için diğer dostlarınızın yanında beklemeye ve onlarla dost olmaya bırakılıyor kütüphanenizin raflarına.
Keyifli okumalar..:)