Zıtlıklarla Doluyuz
Gidiyoruz, hesapsızca gidiyoruz gün batımına. Aydınlığı umut edip karalar bağlıyoruz içimize. Gülsün diyoruz herkes, biz ağlıyoruz her şeyden önce. Geleceği kurtarmaya yemin edip geçmişe sövüyoruz. Ya hep bir şeyleri yanlış anlıyoruz, yanlış yapıyoruz ya da yapmak istediğimiz gibi anlıyoruz. Ölüm dediğimiz olaydan deliler  gibi korkarken, güya o çok sevdiğimiz hayatı baştan savma yaşıyoruz. Birileri yola getirsin bizi diye bekliyoruz. Kalkıpta iyiye, güzele karşı bir adım da biz atalım demiyoruz hiç. Sevgi bizden sorulur deyip anaya bacıya küfrü ağzımızdan hiç eksik etmiyoruz. Zıtlıklarla doluyuz vesselam. Kimseye işte ben buyum diyemiyoruz hiç. Çünkü biz bile anlam veremiyoruz kendimize. Kazanmak ruhumuzda var bizim, kaybetmek nedir bilmeyiz diye diye hırsımıza, kıskançlığımıza azim deyip kandırıyoruz kendimizi ve kaybediyoruz sevdiklerimizi. En akıl almaz yalanları biz söyleyip tövbe etmek için iki kelime duayı bir araya getiremiyoruz çoğu zaman. Şeytanda bir şey mi! Biz öyle kötü oluyoruz ki şeytanı bile utandırıyoruz. Kıyametin hesaplarını yapıyoruz hep. Aslında içimizde kopardığımız kıyametler öldürüyor bizi ama biz hiç farkında olamıyoruz. y.k.
İçimde Bana Kapanan, Sana Açılan Kapılar
Çocuktum, Sunay Akın hikayeler anlatırdı televizyonda o ne ses, o ne his.. Yaşatırdı hikayeyi. Modern bir Dede Korkut'tu bizim için. Hala anlatıyor belki. Ama biz çocuk değiliz yazık. Ve zamanımız bize ait değil.. Çocukken mutlaka bir yerde Sunay Akın'a denk gelirdim. Şimdi ? Radyo tiyatrosu dinlerdim uyuyamadım mı. Hepte polisiye hikayelere denk
Reklam
Doyunç Duyarım
Yeni tespit: Bir insanın annesine olan bağlılığı ihtiyaçlarından kaynaklanır. Dünyaya geldiği anda kendine yetemeyen, muhtaç bebek; anne gibi şefkatli bir yardımseverin kendi ihtiyaçlarını karşıladığını anladığı anda anne artık sarsılmaz bir tahta oturur o bebek için. Hatta dünyaya gelmesinden de öte ana rahmindeykenki ihtiyaçların giderilmesini
Bireysel Rablerden Herkesin Rabbine
Anneannem, daha sonra Kur’an-ı Kerim’den alıntıladığını fark edeceğim kıssalar anlatırdı biz küçükken. Kıssalardan, masallardan hepimiz meşrebimize uygun bir şeylerden nasiplenirdik; kim bilir belki daha dün yalan söylemiştik arkadaşımıza ve anneannem bir masalla bana çalışmanın erdemini fısıldarken, bir başka dinleyenin yalanını yüzüne vuruyordu.
****
Hasan Ali Toptaş
Hasan Ali Toptaş
KİTAPLARI VE DİĞER GÜZEL KİTAPLARI OKUMA ETKİNLİĞİ**** “Bugünkü dünyanın uğultusu, anlamların yerinden oynadığı, araya silah patırtılarının girdiği, kalın ve rahatsız edici bir şey.” Değerli arkadaşlar, hepinize merhabalar. Hiç lafı uzatmayarak bu uğultudan biraz olsun uzaklaşmak için sizi
Mustafa Kutlu - Kalbin Sesi
Ne çocuklarımız, ne torunlarımız bakır mutfak eşyalarını tanımıyor. O kalaylı tasları, tencereleri, tavaları. Hiçbiri kalaylı bir maşrabadan kaynak suyu içmedi. Bakır eşyalar onlar için artık bir aksesuar, bir süs unsuru. Oysa vaktiyle o tavalar, o tencereler kimlerin elinden geçti. Kaç gelinin, kaç dedenin, kaç babaannenin bir ömrü dolduran
Reklam
546 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.