Sen hayatını yaşadın mı? Yoksa hayat mı seni yaşadı? Hayatı seçtin mi? Yoksa o mu seni seçti? Onu sevdin mi? Yoksa pişmanlık mı duydun? Onu bitirip tükettin mi?
“Onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
Titreme daha fazla kalbim.
Bağışla kendini artık onu da
Bırak gitsin.
Bırak gitsin.
O senin ezel gününden kaderin
Sen onu nasılsa bin kere daha
Seveceksin…”
En son ne zaman bir kadını sevdin ?
Ama öyle öptün, sarıldın, uyudun falan değil; en son nezaman bir kadını gerçekten sevdin?
Kaybetmekten korkarak, yanındayken bile özleyerek, deli gibi kıskanarak, koruyup koklayarak. Delikanlı adam korkmaz diye bir şey yok. Korkacaksın! Sevdiğin kadını kaybetmekten korkacaksın. Kıskanıcaksın da . Sokakta eliniden tutacaksın , tanıdığın herkese " işte benim hayatım bu!" der gibi tanıştıracaksın. Güzel bir kadını sevmek istiyorsan onu gülümseteceksin. Çünkü dünyanın en güzel kadını mutlu bir kadındır , onu mutlu edeceksin .
Bu yüzden kirpiklerin sev bir kadının .
Makyajsız halini .
Uyku sersemliğini .
Saçlarını kesen bir kadının çektiği acıyı anlayabilecek kadar sev bir kadını . Ve asla bir kadının saçlarını kesmesine sebep olma .
El Yapımı Sihirli Değnek
Yazarın kitaplarından Dedemin Bakkalı, Abartma Tozu'nu okuduktan sonra şimdi de sıra El Yapımı Sihirli Değnek'e geldi.
Kitabı sevdin mi derseniz? Güzeldi okuyucuya hayatta, nefes aldığına dair mutluluk için, farkındalık sağlıyor diyebilirim. Kişisel gelişim türünde yazılmış.
"Sevilmek istiyorsan karşındakine
22 Şubat 2018
İstanbul
Ahmed abime;
Mektubuma yeni başlamış gibi görünüyorum değil mi abi, ilk hitap edişimmiş, ilk cümleye başlayışımmış gibi. Yok ama. Sana mektup yazmayı dördüncü deneyişimdir bu. Sen nasıl yazıyordun ki acaba, canından çok sevdiğin Leylin'e? Hiç düzeltmeden içinden geldiği gibi mi, yoksa törpüleyerek mi? Ah, evet. Okudum
İlk sayfasından son sayfasına kadar nefesimi tutup okuduğum, tek bir satırda bile sıkılmadığım muhteşem bir kitaptı.
Sanırım okuyan herkes bu fikirde olacaktır.
Inceleme yapabilecek kelime dağarcığına sahip miyim emin değilim bu kitaba. Ama elimden geleni yapacağım :)
Bu Amin Maalouf'un okuduğum dördüncü kitabı. "Ölümcül kimlikler"le
"LEYLİM" bir insan sevdiğine en güzel nasıl seslenebilir? Hem onun adından uzaklaşmadan hem de kendi kalbini katarak nasıl çağırabilir ki? Bir Ahmed Arif'in Leylim'i olmak nasıl bir duygu? Peki ya, Leylim'in Arif'i olamamak? Böyle diyordu Leyla Erbil'e, Leyla'sına Leylim, Sevgili Canım, Canım Leylâm, Ömrüm diye başladı mektuplarında