Hayatımıza kimi alacaksak ilk gördüğümüz anda hep “ bu o ” dememiz gerektiğine inanırdım, aksini iddia edenlerle tartışır, hayır canım zamanla sevgimi olur diye ti ye alırdım bir güzel. Oluyormuş, hatta birini daha çok sevebilmek için ya da birine olan sevginin günden güne artması için onun yanında olmasına da gerek yokmuş, başlangıcı yeterliymiş. En zor zamanlarımda Allah'ın benim karşıma çıkarttığı bir şans olarak görmüştüm ben onu. Her şeyden önce karakterine inanmıştım. Bana hayatım boyunca bir çok insan kötülükle yaklaştı ve ben onlara karşı nasıl gard alacağımı hep bildim. Elbet onlardan da yaralar aldım ama sarsılmadım, ağlamadım. Ağladıklarım oldu tabii, güldüklerim, kahkaha attıklarım, sinir krizi geçirdiklerim de oldu geçmişimde ama hiçbirinden asla pişmanlık duymadım, ta ki sana kadar. Sen bana hiç bilmediğim bir yerimden yaklaştın, iyilikle. Ben hep “ o kadar da iyi bir insan değilim ” derim ya hani, meğer o kadar da iyi bir insanmışım aslında. Dost olacaksın zannettim önce bana. İstemedim seni, bakamadım bana baktığın gibi sana, sonra bir çocuk gördüm gözlerinde benimkinin aynı. Aynı benimki gibi yaralı, eksik. Gün geçtikçe tamamlanacağına daha da eksilmiş bir çocuk.