Bir bodrumla bir de zemin katı olan bir ev hayal et. Bu ev, her katın sakinleri arasında toplumsal sınıf farkı olacak şekilde ya da buna niyet edilerek tasarlanmış olsun. Şimdi bir insanı böyle bir evle mukayese etseydik olacakları hayal et. Çoğu insana dair kederli ve aptalca gerçek, bodrumda yaşamayı tercih edişleridir. Her insan ruh ile bedenin, sonsuz ile sonlunun, özgürlük ile gereksemenin, ruha yazgılı sentezidir. Bina budur, ama biz bodrumda, yani duyuların kategorilerinde ve düşüncenin soyutlamalarında yaşamayı tercih ederiz. Bodrumda yaşamayı tercih etmekle kalmaz. bir de bunu o kadar severiz ki biri çıkıp da yukarıdaki boş dairelerden birini işgal etmemizi önerirse içerleriz. Ne de olsa kendi evimizde yaşıyoruzdur!
Oysa biz basit insanlarız. Ve ölümlü. Yaşamayı ve baharı bu yüzden severiz. Doğan her şeye inanırız. Çocuklara, güneşe, bize düşler sunan ay ışığına.
Reklam
Biz, kadınları bize en yabancı oldukları ölçüde severiz.
"Elimizde olmadan severiz. Ve kalbimize karışmak gibi bir lüksümüz hiç yok. Kalp denen organ duygularıyla bizi yönetirdi."
Engeller çekimi artırır. Uğruna emek vermemiz, acı çekmemiz gereken kişileri genellikle daha çok severiz.
Güzel bir cisim bulduktan sonra mı keşfetmeyi severiz yoksa keşfi sevdikten sonra mı cisim bulmaya çalışırız?
Reklam
Nietzsche
"En nihayetinde, arzulananı değil, arzunun kendisini severiz."
“Kalkış pisti ne kadar uzunsa uçak o kadar uzağa gider. Sevmeye ne kadar vakit ayırırsak o kadar uzun süre severiz.”
Sayfa 87 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Bazen elimizde umuttan başka bir şey yokken de severiz. Bazen de gözyaşlarımız olmadan ağlarız. Sonunda sevgi ve görevinden, keder ve onun gerçeğinden başka bir şey kalmaz elimizde. Sonunda tek yapabildiğimiz, şafak sökene kadar dayanmaktan başka bir şey değildir.
Sayfa 318 - ArtemisKitabı okuyor
Çok üzgün olduğumuzda gün batımlarını daha çok severiz.
Reklam
- Niçin seversin Güntülü? - Sevginin niçini olmaz ki efendim... Düşünsem belki makul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakiki sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız. Bu da hodbinliğimizden doğar efendim.
Kendine saygı, kişinin kendine bakışı ve kendine yönelik yargısıdır. Fakat bize bağlı olmaktan çok uzak olan bu bakış açısı başkalarının bakışına fazlasıyla bağlıdır. Eğer başkaları bize değer verir ve bizi severse, o zaman biz de kendimizi daha çok ve daha iyi severiz. Başkasının bakışı bize "değer verir." Elbette kişinin kendisine karşı koşulsuz bir sevgi payı vardır. Bu kendimiz, esasen çocukluktan beri tanığı olduğumuz sevgiden beslenir ve dışsal yıkım teşebbüslerine karşı etkili bir siper oluşturur. Eğer kendimizi çok seviyorsak narsizmimiz bizi korur, tepki göstermemizi sağlar. İnsanın kendine olan saygısının tek bileşeni bu benlik sevgisi değildir. Haysiyet, kendine güvenme, yani harekete geçme, yapma, "atılım gösterme" yeteneğine de dayanır. Bu çok daha somut bir veçhedir, çünkü bizim eylemlerimize bağlıdır.
'Biz bütün milletleri severiz, bütün ırkları, kavimleri ama bu topraklarda yaşadıkları ve bu kültürü pay ettikleri için en çok kendi milletimizi severiz..'
Osman Pamukoğlu
Osman Pamukoğlu
"Bize duymak istediklerimizi söyleyen kitapları severiz."
Genelde bize keder veren bir nesnedeki bir özelliğin bize genelde aynı yoğunlukta sevinç veren başka bir nesneye benzediğini hayal edersek, bu başka nesneden de aynı şekilde nefret ederiz ve aynı zamanda onu severiz.
Sayfa 169 - KabalcıKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.