"Babalarla uğraşmak hep kolay değildir, hele kendileri de babalarından sevgi görmemişse."
SEVİYORDUM SİZİ...
Seviyordum sizi: ve bu aşk belki İçimde sönmedi bütünüyle; Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi İstemem üzülmenizi hiçbir şeyle. Sessizce, umutsuzca seviyordum sizi, Kah ürkeklik, kah kıskançlıkla üzgün; Bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki, Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin.
Sayfa 77
Reklam
320 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Lâ ilahe illallah. Kısacık bir cümle. İnsanın hayatını tamamıyla kuşattığında bu tür kitaplara gerek kalmıyor. Bana sorarsanız bu kitapta aslında bu "kelime" için yazılmış. İnsana yük olan her ne varsa onu atmasını tavsiye ediyor yazar. Cep telefonu mesela, kariyer, günlük stresler. Gardopu doldurmak için aylarca çalışmak, aralıklarla onu toplamak, her sabah önünde "acaba bugün ne giysem" diye dakikalarını harcamak, düzenlerken "ay bunu aldım ama bir kere bile giymedim" cümlesini tekrar edip durmak. En başa dönüp tüm bu stresi ve zaman kaybını dolabı doldurmak düşüncesinden uzaklaşarak mümkün. Bu mealde yürüyor yazar. Bizi kendine kul, köle, esir ediyor bir gardrop. Al sana modern put! Yazar konuyu getirip sevgiye bağlıyor. Tüm bunlardan kurtulup yaşamın amacı olan sevgiye davet ediyor okuyucuyu. O da Kur'an'ın ilk ayetine tekabül ediyor işte: Bismillahirrahmanirrahim. Sevgi duymasaydı yaratır mıydı, varlığından haberdar eder miydi? Bunca varlığa rızık gönderir miydi? Şimdi vaktin sahibine dönmek lazım. Bizi bize unutturan ne varsa...
Sadeliğin Dayanılmaz Hafifliği
Sadeliğin Dayanılmaz HafifliğiCourtney Carver · İndigo Kitap · 2020236 okunma
^ Yine de eminim ki sadece sevgi bile her şeyi değiştirebilir!
Sayfa 23
Halbuki sevgi, ayrık otları gibi rastgele büyümemeli kalbimizde. İtinayla seçilmeli toprak; ağacı görmek istediğimiz yere ekilmeli tohum. Çünkü toprak tohumun kıymetini bilirse izin verir dışarıya çıkmasına.
Sayfa 33 - Şule YayınlarıKitabı okuyor
Etkilenmiyor aşkın çocukça oklarından, Yılmıyor sevgi sözleriyle kuşatılmaktan, Saldırgan gözlerin bakışlarından yok hiç çekinmesi...
Reklam
Kelam-ı samtı deryâlar gibi pûr-cûş söylerler Mahâbbat râzını birbirine hâmûş söylerler Susarak söylenen sözü; denizler gibi coşup köpürerek söylerler. Sevgi sırrını birbirlerine susarak anlatırlar.
Sayfa 91 - Dorlion YayınlarıKitabı okuyor
Kafalar Hep Duman..
Düşün bu adamların yalnızlığını. Hem yalnızlıktan bunalıp intihar ediyorlar. Hem de kimsenin çalmadığı kapılarında şifreler var...
68 syf.
9/10 puan verdi
Aşkını bir sır gibi senelerdir sakladım...
Herkese merhabalar. Öncelikle kitaba puanım 10 üzerinden 9. Kısaca bahsetmek gerekirse kitapta bilinmeyen bir kadının mektubunu okuyoruz. Kim olduğunu, adının ne olduğunu, şu an nerede olduğunu bilmediğimiz bir kadının 13 yaşından beri sevdiği adama gönderdiği bir mektubu. Buna sevgi demek yanlış olur, bu bir takıntı. Kitabı ağzım açık okudum. Kadının adamı gözetlemesi çok rahatsız ediciydi. Eğer ki bu cidden bir aşk olsaydı adamın rahatsız olabileceğini düşünüp bu hareketi bırakırdı. Her ne kadar kadın kendini bu kadere mahkum ettiyse de üzülmemek elde değildi. Her zaman görünmeye çalıştığı, onunla yaşadığı küçük anları yücelttiği adamın onu her seferinde tanımaması ve sadece kullanması üzücüydü. Kitaptan şunu anladım bazıları için önemsiz olan şeyler, bazıları içinse tamamen hayatının bir anlamı olabiliyor. Kadına hiçbir şekilde hak vermedim, hele ki o doğan çocuğu sevdiği adam rahatsız olmasın, hayatına rahat devam etsin diye babası olduğunu adama söylememesine ayrı bir gıcık oldum. Çok rahat bir hayat yaşayabilecekken kendini bir takıntının içine atması acınasıydı. Kitap bende birçok duyguyu beraberinde uyandırdı: Korku, şaşkınlık, ürperti, üzüntü... Kısa ve etkileyici bir kitaptı. Aşk sanılan şeyin ne denli bir takıntı olabileceğini anladım. Tavsiye ederimm.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224.2k okunma
belki hala ...
Gönül, sevdi mi hiç bırakmaz aslında Kalbe işler, derinden, sonsuza dek. Kanatılsa da, yaralansa da, bilir ki sevgi, O hep kalır, içimizde, hala yanık, hala diri.
Reklam
Çocuğunu sevmiş olsan, dünya bambaşka olurdu. Çaresiz olmasına, çaresiz hissetmesine yardımcı olmazdın; ona o kadar çok sevgi verirdin ki, kendini güçlü hissederdi. Ona sevgi verdiğin takdirde, asla güç arayışına çıkmayacaktır. Siyasi bir lider olmayacaktır; seçimlere katılmayacaktır. Para toplamaya çalışmayacaktır ve para için çıldırmayacaktır, çünkü yararsız olduğunu bilecektir. O zaten güçlüdür. Sevgi yeterlidir.
Aşk filan bunlar saçma, doğrusu bu ki, ben onun zevkine hizmet ediyorum. Müdür bana kıymet verir, kendi işinin çıkarı için! Bankadaki arkadaşların çoğu beni sever gibi görünürler, hiçbiri beni çekemezler. Beni yerimden atmak, arkamdan gülmek için yanlış bir işimi arar dururlar. Küçük memur arkadaşların beni sevmeleri onlara yardım edeyim diyedir. Faika da beni severmiş! Boş laf. Ne onlar beni sever, ne ben onları. Ben Cavide'yi sevdim mi? Turan'ı seviyor muyum? İnsan, sevmenin ne demek olduğunu unutuyor da beni seviyorlar diye kendini avutuyor! Ben yalnız Fahriyi severim, o da beni sever. Severim. Niçin? Bunun niçini yok. O da beni sever, onun sevgisinin de niçini yoktur. İşte sevgi bu. Kalanı yalan. Kalanını biz uydururuz.
Sayfa 121Kitabı okudu
Başkalaşma
Sevgi Duvarı
Sevgi Duvarı
Sana benzer bir şey dolaşıyor havada...
Sessiz Mi Kalıyorsun?
Adaletin yokluğuna Ceza'nın haksızlığına Kuşun feryadına Sessiz Mi Kalıyorsun? Karanlığın sonsuzluğuna Gülüşlerin acımasızlığına Ruhun tükenmesine Sessiz Mi Kalıyorsun? Çaresizliğin oluşuna Mutsuzluğun dolaşmasına Sevgi'nin bitmesine Sessiz Mi Kalıyorsun ? ☘Ayşegül SERTBAŞ☘
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.